Ortalıkta ateş kokusu var.
İsi olmayan, alevini görmediğim bir ateşin kokusu.
Her tarafımdan tutuşmuş gibiyim.
Yanıyorum!
Beni sen yaktın.
Sonra... Terk edip gittin.
Sen de yan!
"Sen de yan" demeyi ne çok isterdim.
Birlikte yanalım, sen ateşin kıyısında kal.
Ben, senin yerine de yanayım.
Beni terk edip gitmek, senin en ulu zaferin olmuş.
Öyle söylüyorlar!
Doğru mu bütün bu söylenenler?
Doğru mu arkamdan, patavatsız dediğin?
Doğru mu artık beni sevmediğin?
Ben de seni sevmemeyi ne çok isterdim.
Şu karşımda duran her şey olmasa
Seni görmediğim bir yer bulunsa
Ben de seni sevmezdim belki!
Dile kolay bir aşktan, dile kolay bir hiçe yolculuk oldu bizimki.
Dillere destandık, dillere pelesenk olduk.
Lüzumsuz olduk, söylemesi zehir bir söze döndük.
Sen beni terk ettin; aşktık... Hiç olduk.
Hiç olmak kolay mı sanıyorsun?
Sen, ortadan yok oldun... Ben, aşk bağının orta yerinde mezar oldum.
Bülbülsüz, gülsüz, sensiz; tarumar oldum.
Yok oldum... Kıpkızıl aşka döndüm.
Ayrılığın izinde, sevdalı bir gize döndüm.
Sokaklarda yürüyen, kirli bir ize döndüm.
Dilsize, yolsuza, susuza döndüm.
Senin yokluğunla ben, yaşayan ölüye döndüm.
Senin arkandan şiir yazmamaya yeminliyim.
Şair, yalancının ta kendisidir.
Uzatır, kısaltır... Kendince aşkı, kendine benzetir.
Sana azıcık benzetebilsem, şairlerin sultanı olurum.
Seni bir yerde bulabileceğimi bilsem, oraya upuzun yol olurum.
Sensiz bir an yaşayabileceğimi bilsem, seni unuturum!
Beni unuttuğunu söylüyorlar, doğru mu?
Başkasının ağzında kirletme aşkımızı, çabuk gel!
Sen söyle, yüzüme söyle...
Çiğne bedenimin içindeki seni...
Kolaysa bir daha gelmeyeceğini söyle!
Elimi kalbimin üstüne bastırmış bekliyorum.
Gel...
Elimi kalbimin üstünden kaldır, bir bıçak gibi ayrılığı sapla.
Elimi kalbimin üstünden kaldır, kendi elinle yürek yaramı okşa.
Gel... Elim kalbimin üstünde, gözlerim kapalı, bekliyorum.
Yüreğimi benim elime teslim etme.
Şairin söylediği gibi, "uçarı bir yüreğe" sahip değilim asla.
Tek ihtimal üzerine korkudan ihtimaller uyduruyorum.
Gelmemen üzerine ürettiğim bir yaşama ihtimalim yok!
Yaşayacaksam, geldiğin için...
Yaşıyorsam, geleceğin üzerine bir yığın hayallerim olduğu için.
Birileri gelmek istemediğini söylüyorlar.
Elinde mi?
Gelmek ya da gelmemek, ölmek ya da yaşamak değil mi senin için de?
Öyle değilse, çekil git hayatımdan.
Benim yaşamak üzerine yaptığım ihtimal hesaplarından sana ne!
Dudakların sadece nefes almaya yarıyorsa, onları yok say.
Dudaklarımın kanamadığı her güne bir çeltik atıyorum.
Vücudumu çeltiklerle doldurmaya takatim yetmez.
Dudaklarım; diş izinin peşinde, beni terk ediyor.
Senin beni terk ettiğin gibi, değil asla!
Arkası yarın