Ülke bir toplumsal mütabakat arayışına girdi bu sıralarda. Zor bulunur bir şey değil. Sonunda oluyor olacak olan. Ama biraz sıkıntılı oluyor. Eskiden kanlı mı, kansız mı olsun diye sorulurdu. Şimdilerde böyle bir şey yok en azından. Ya da benim bilgim dahilinde bir kanlı-kansız tartışması yok.
Karşılıklı görüş sahipleri birbirlerine çektikleri yoklamaları sertleştiriyorlar sadece.
DURUM FARKLI... Olan; olayları dışarıdan izleyenlere, müdahil olamayanlara oluyor. Onlara her daim olmuştur olacak olan gerçi ama bu kez durum farklı. Bir eski yüz yine yeni açıklamalarla gündeme girdi. Bu yazıyı yazmaya başladığımda Hırvatistan'la yapacağımız karşılaşmaya birkaç saat vardı. Canım sıkıldı. Dilerim bir galibiyet moraliyle ayrılırız maçtan. Ama morallerimizin bir gece sonrasını düşündükçe yine maçtan kopuyorum. Yani demem o ki; kral gibi olacağım galip gelirsem. Ama bir gecelik krallık krallık mıdır? E bir gecenin saltanatı işte. Zaten 'fakirin tavuğu tek tek yumurtlarmış!' Olsun. Protein bu. Az da olsa bünyeye lazım. Diyelim böyle moral anlarımız yok hiç. Ne yapacağız?
E bir ülkenin ve hatta koca ülkenin bir tek futbolu mu var moral bulacak, sevinecek-ağlayacak? E edebiyat, şiir, resim, tiyatro... Yani sanat dallları hangi ağaçtan bu memlekette? Abartıyor muyum? Bu sevinme (kurşunun nereye gideceğini bilemeyen bir sevinme biçimi) tarzıyla nereye kadar? Sevinirken bile bir garibiz. Diğer milletlerin maç hezeyanlarını görmüyor değilim tabii ki ama mevzuuyu bizim getirdiğimiz yere getirmediklerini biliyorum. Havaya silah sıkıldığı için öleni kalanı var mı bu insanların? Tamam savaş sınırına dayandıkları oldu (El Salvador-Honduras) ülkemizde de birbirine girdiği oldu milletin. (1967'deki SivasKayseri maçınrda tribünde çıkan arbedede çıkış kapısına sıkışan 40 Sivaslı boğularak ölmüştü)
ASLOLAN YANMAK Kıyamet tellallığı yapmayayım şimdi. Hevesimiz kursağımızda kalmasın diyeyim. Şurada attığımız golle sevinirken diğerinin ocağını söndürmeyelim. Birimizin sevinme nedeni neden diğerimizin ceza gerekçesi olsun ki?
Her daim oluyor, burada olmadı, trafikte oluyor mu diyorsunuz?
E ben de zaten her yerde bir düzgünlük sağlayalım diyorum.
Sayın Başbakan Tuzla Tersaneleri ile ilgili toplantıda topa sert girmiş; "Burada ölümleri durdurmazsanız yakarım!"
Aslolan yanmaktır zaten!