Bir zaman önce müstehcen addedilen şarkı sözleri üzerine yazmaya devam edeceğimizi söylemiştik. Mesela şu ünlü "koynunda memelerun, eruk dikeni kibi" sözlerinin çağrıştırdıklarıyla ilgili yazmak-konuşmak; arka planındaki "mecazi sapıklığa!" gönderme yapmak isterim. Müstehcen ya da Arapça kökünden gelme deyimle "mustehcen" Ne demek? Şu demek; "Açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız!
Neyse efendim, mevzuu derinDönelim şarkı-türkü sözlerine. Bizim Karadeniz yöresinin bu konuda eline su dökülemez yöresel bestelerinin yorumuna girmiştik daha önce. Durum oralarda biraz yaygın-halk söylencesi-bestesi türünde. Ama, Ankara yöresinde durum öyle değil. Milyonların alıcı olduğu kaset kaset, cd cd bir piyasa yaratıyor Ankara. 'Goçlar' belaltı kanaviçesi türünden bir müzikal ortam oluşturdular elbirliğiyle. Bu abazan notal düzenlemelerin bağrımızda yarattığı titremenin ucu bucağı yok usta. Nedir o öyle 'Fidayda' ritmindeki türküler? Kostak oynamaya elverse de içerik olarak köylü pornolarını andırıyor: "Şu zamanın kızları... Bir sakıza öptürür" Buyurun, o narin Ankara Çiftetellisi'nin ritmiyle söylenen şarkılara (şarkının adı Dazır Duzur)
"Önce üflet sonra gümlet / hep yapıyor bunu millet / kuru fasulye, nohut / fosur fosur soğut / Dazır da dazır, dazır / duzur da duzur, duzur / bunun ilacı budur / isteyene dokundur / Durmadan tekliyor usta / yokuşta çekmiyor usta / birazcık gaza yüklensem / eksozu patlıyor usta."
Ankaralı kanaviçeci kardeşimin Sok Çıkar adlı 'bestesiyle' devam edelim; "Sok sok çıkar, sok çıkar / elini cebine sok çıkar / dolarla yumoşla uğraşma / YTL'yi iteleyi sok çıkar / hepsini birden sok çıkar." -Bu ne yaa?- Ankara Misket devam ediyor; "Ankara'nın Dikmen'i / bir daha gelirsem öp beni / Bir de vardır Dikimevi, Dikimevine de gitmeli... / Goçum yumul..." Nereye 'yumul' kardeşim, ne yumulu, ne 'koçum'u? Kim neden nereye yumulacak? Bıraksan şöyle diyecek; "Bir çobana da bu şarkıları dinletebiliyorum icabında!" Dedi zaten bir televizyon programında. Ee çoban naapsın şimdi? Dağ taş yalnız. Elinde kavalı? Takılacak mecburen Ankaralı Turgut'un "bulduğunda yumul" önerisine.
"Dübeş attım yek geldi / bugün kızlar tek geldi / bir gülüşe razıydım / beş milyonluk çek geldi / Ekinleri ekeriz / güz gelince biçeriz / bize Çubuklu derler / biz adamı öperiz. / Alman kızlarının saçları sarı / Hiç kızları yoktur gardaş hepisi karı / Dam saçaktan / kız bacaktan belli olur koçum / Yumul da belalım goç goç yürü..." Eeheeey! Yumula yumula yürüyor "goçlar ordusu". Düşmüşler yola Cıbıgh'dan! Şimdi sıkı durun. Alem böyle kanaviçe görmedi. Huzurlarınızda Ankaralı Namık; "Yakacaksın sobayı / ısıtacak odayı / saat 5'e gelince de / göreceksin pompayı / Arabada 5, evde 15 / hoşuma da giderse bedave... / Oy kalçalar, oy kalçalar / domatestir salçalar / Ayten kafayı çekince / herkesten iyi çalkalar / Arabada 5, evde 15 / hoşuma da giderse / ağaya da beleş / Tren gelir düttürür / düdüğünü öttürür / şu zamanın kızları / bi sakıza öptürür / kutusuylan alayım yavrum / Arabada 5, evde 15 / hoşuma da giderse bendensin." Zaviye kazanmaya devam ediyoruz; "Ver diyom vermiyo / hüp düt dabi dabi / dazır duzur yapmazdın kaynana." Bu sefer kaynana olayına girdi Ankaralı Yılmaz.
Türkücü değil, Haydar Dümen mübarek; "Kız çabuk git kocaya / üfletirler hocaya bak benden söylemesi / tırmanırsın bacaya..." Bıraksak bize seçim konusunda da ders verecekler.
Çünkü, öyle herkese de yazılmıyorlar; "Yosma kız çifte göbekli / biri Bağ-Kur'dan, biri Sigorta'dan..." Oooy oy
Yahu bu millet bunları dinliyor mu gerçekten? Peki aynı coğrafyadan Neşet Ertaş nasıl çıkıyor?