Çarşamba günkü
Takvim'in manşeti,
'vatanı parsel parsel satıyorlar' diye yırtınan ulusalcıların bir maskesini daha düşürdü. Hem de ciddi bir araştırmanın rakam rakam açıklanan sonuçlarıyla.
Neymiş efendim,
'gavurlar sinsi planlarını adım adım işletmeye başlamışlar! Memleketin cennet köşelerini, silahla işgal edemeyeceklerini anlayınca, parayla almaya karar vermişler.' Mişlerle, muşlarla olmuyor bu iş efendi, bilim çağında, fen asrında yaşıyoruz. Önce safsatadan vazgeçip, kafanın içinde kurduğun vehimlerden kurtulacaksın. Yine de berrak bir akla kavuşamazsan, en yakın hastaneye başvuracaksın.
Biliyorsunuz ulusalcı kanat,
yabancıların mal edinmesine şiddetle karşı çıkıyor, bunun vatanın parçalanmasına kadar gidecek bir süreç olduğunu savunup duruyor. Biz de işlerin böyle olmadığını, kendinden emin, demokratik ülkelerde bu neviden işlerin
'milli mesele' değil, ticari işlerden sayıldığını söyleyip duruyoruz.
Yine bu arkadaşlara, "siz böyle diyorsunuz ama dünyaya yayılmış Türklerin de bulundukları ülkelerde mülkleri var,
ibadethaneleri var ve hepsinin kendi üzerlerine tapusu var" diyoruz.
Bu söylediklerimiz, pek hoşlarına gitmiyor olsa gerek, sinirden al al olmuş yanaklarıyla,
'bu vatanı sattırmayız' diyorlar da başka bir şey demiyorlar.
Takvim'in manşetten verdiği haber, katı devletçiliği savunan, dışa açılmayı reddeden, ceberut devleti kutsayan ulusalcı kanadın yüzünde tokat gibi patladı
"Türkiye'de yabancıların mülk edinmesi tepki topluyor ama gurbetçiler Avrupa'yı satın alıyor."
Merak buyurmayınız, Takvim'in yazı işleri haberi leylek gibi havada bırakmamış, rakamlar vermiş, ciddi bir araştırmanın sonuçlarıyla, haberi kimsenin sulandıramayacağı hale getirmiş.
"Türkiye araştırmalar Vakfı Başkanı Faruk Şen, Almanya'da yaşayan Türklerin gayrimenkullerinin değerinin 33.6 milyar euroya çıktığını açıkladı." Türkiye'de yabancıların şu ana kadar satın aldıkları 38 milyon 419 bin metrekare taşınmasın değeri ise 10 milyar dolar.
Gerçek bundan ibarettir! Gerçeği, ağzı bağırmaktan köpük köpük olan yaygaracı değil, rakamlar söyler.
VEKİLLER ÇALIŞIYOR Çağdaş Türkiye'nin modern yüzünü oluşturmak için çırpınıp durduğumuz konusunda nutuklar atılıyor ya, duy da inanma!
Gecekondu ve kaçak binaların önlenmesi için,
TCK'ya konulan
'imar kirliliği' başlıklı maddeyi, kuşa çevirme girişimleri başlamış bile.
AK Partili
Mevlüt Çavuşoğlu ve
Veysi Kaynak; imzalı teklifle, iskanı (oturma izni) olmayan yapılara; elektrik, su, telefon gibi hizmetlerin götürülmesinin suç olmaktan çıkarılması istenmiş!
Maşallah! Bu ne büyük hizmet aşkı! Ne muhteşem halk severlik. Görüntüyü kirleten, sakat yapılaşmayı özendiren bu değişiklikle, haksızın hakkını korumak için, ileri bir adım atılmış olacak. Peki, devletinden korkan, işini nizami yapan vatandaşın kendini
'aptal hissetme'sini kim önleyecek?
Bu iş yaklaşan seçimlere yatırım içinse, ters teper!
Benden söylemesi.