Aylar evvel Galata Köprüsü üzerinde balık tutan oltacı yurttaşlarla sohbet ederken duymuştum. "Bizim bu keyfimizi bile çok gördüler. Yakında köprüden olta atmak bile izne, ehliyete bağlı olacakmış" dedilerdi. Canımı sıkan bu kararı kendi kavlimce eleştirmiştim. Meğer haksız olan ben, yerden göğe haklı olanlar ise bu konuda karar alıp uygulamayı başlatacak olanlarmış.
NEDEN BÖYLE? Gelen bir okur mektubunu paylaşalım da anlayın neden böyle söylediğimi. "Savaş Beyciğim. Ben 2785 no.'lu amatör balıkçı belgesine sahip Şükrü Yalam. Takvim gazetesindeki 8 Nisan 2008 tarihli yazınızı okudum. Yanıt göndermek şimdi kısmet oldu.
AKSİ TAKDİRDE Orada, "Artık köprüde balık tutanlara da ehliyet soracaklar yoksa cezayı basacaklar" diyorsunuz. Bunu siz kötü bir şeymiş gibi sundunuz ama öyle değil. Hobi olarak yapılan oltacılık, aslında kanun ve nizamlarda yapılması gereken bir iş. Aksi takdirde bu hobiyle insan öldürmek farksız.
DEVLET N'ETSİN? Bakın kurşun olayından söz edeyim. Şu anda İstanbul Boğazı ve çevresinde tahminen 150 bin ton civarında kurşun var. Bu ne demek biliyor musunuz? Devlet bunca kurşun zehirlenmesini görünce yakında otomatik olarak yasaklayacak amatör balıkçılığı.
AT KADEHİ ELİNDEN Yeni yaslar çıkarsa güzel çıksın istiyoruz. Yoksa önüne gelen oltayı alıp çıkınca amatör balıkçılık yapayım derken günde ortalama, adı hobi olmasın, acemi bir oltacı ortalama 1 kg kurşunu denize salar. Bir de alkol tüketimi var. Amatörler çoğu zaman alkol de tüketiyor. Boşalan cam şişeler de denize atılıyor.