Mehmet Barlas ustamızla sohbet ederken hepimizi şaşırtan bir şey söyledi:
- Biliyor musunuz Fatih Sultan Mehmet hiç çoban salata yiyememiş... - !!!!!
- Onca kuvvet, kudret var çoban salata yok... Bu defa ben sordum:
- Alerjisi mi varmış abi?
- Hayır... - Peki burada bir kelime oyunu mu var? Ucu bir şakaya mı bağlanacak?
- Son derece ciddi söyledim. YAŞA KRİSTOF Haberci gençlerden biri fikrini söylüyor...
- Belki de o devirde çoban salata bilinmiyormuş... Mehmet Abi gülerek yanıtlıyor:
- Aslında yaklaştın ama tam değil... - Esası nedir abi?
- O devirde bırakın çoban salatayı domates bile bilinmiyormuş... - Allah Allah!
- Sadece domates değil patates de aynı şekilde... - Ne zaman çıkmış ki ortaya domates? Sohbeti daha da ballandıracak cümlelerle devam ediyor Barlas ustamız:
- Amerika'yı keşfettiği zaman Kristof Kolomb rastgelmiş domatese. Gemilerle Avrupa'ya göndermiş. Ondan sonra tüm dünyada tanınmış domates. Yani 1492'de. Yani Fatih Sultan Mehmet'ten sonra... İŞ EDİNDİM İNCELEDİM Bunu haber haline getirsek ilginç olur diye düşündük. Zaten iş edindim araştırdım domates tarihini.
Mehmet Abi'nin anlattıklarına ek yaparsak durum şu:
Domatesin dünya starı olmasında gerçekten de Kolomb'un rolü var.
Peru ve
Bolivya'da yetiştirilirmiş önce. Avrupa gemilerden çıkan bu yiyeceğe sarı renginden dolayı
altın elma adını takmışlar. Çok geçmeden kırmızısını da yetiştirmişler.
PATLICAN DA VAR Ertesi gün dersini çalışmış çocuk edasıyla yanaştım Barlas'a...
- Abi uzun süre zehirlidir diye yememişler domatesi biliyor muydunuz?
- Elbette biliyordum ama sadece domates değil. Patlıcanı da süs bitkisi sanıp saksıda yetiştirmişler, yemek akıllarına gelmemiş uzuuun yıllar. Gülerek tamamladım ben de sözü...
- Desenize sadece çoban salatası değil karnıyarık ve imam bayıldı da yiyemeden göçtü koca Fatih Sultan Han...