Koca koca adamlar demagoji yapıyorlar.
İktidarın sırtına yapışmış gazeteciler ve yazarlar demagoji yapıyorlar.
İktidar yanlısı gazetelerin manşetlerini çakanlar demagoji yapıyorlar.
İyi ki yapıyorlar da politik ve ideolojik renkleri ortaya çıkıyor.
Yargıtay'ın bildirisi üzerine, gazetelerin manşetleri ve çoğu köşe yazısı, sanki tek elden çıkmış gibiydi:
"Yargı tarafsız değil!"


İşte bu, tam bir yakıştırmadır ve demagojidir.
Nedenini anlatayım:
Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde, Yargı da Meclis de Kabine de "tarafsız" değildir ve olamaz da.
Hiçbir kurumun tarafsız olmaya ne yetkisi ne de gücü vardır.
Çünkü, bütün bu kurumlar güç ve yetkilerini "Anayasa"dan alırlar.
Peki Anayasa tarafsız mıdır?
Meclis, kanun yapma erk ve yetkisini, Kabine yürütme erk ve yetkisini, Yargı yargılama erk ve yetkisini "Anayasa"dan alıyorsa...
Bunun başka türlüsünü düşünmek dahi imkansız ise...
Anayasa'nın tarafsız olup olamayacağına bakılmak gerekmez mi?
Peki Anayasa tarafsız mıdır?
Hayır!
Bin kere, yüzbin kere hayır!


Türkiye'nin Anayasası (tekmil karmaşıklığına ve çarpıklığına rağmen) demokrasiden, Cumhuriyet ilkelerinden ve hukukun üstünlüğünden yana taraftır.
Bütün bunlar Anayasa'da apaçık yazılmıştır ve en emredici yasa olarak ortada durmaktadır.
Bu durumda, ne bir savcı, ne bir hakim, ne bir Meclis üyesi, ne Kabine üyesi ne de Çankaya'da oturan "Cumhurbaşkanı" Anayasa'ya aykırı bir işlem ve uygulamada bulunamaz.
Bütün bu kurumlar ve kurumlara bağlı kişiler, demokrasiden, Cumhuriyet'ten ve hukuktan yana taraf olmak zorundadır.
Teorik durum budur, pratikte de olması gereken budur.


Gelelim Yargıtay bildirisinin esbabı mucibesine:
Yargıtay Başsavcısı kapatma iddianamesi nedeniyle, gerek gazeteciler ve medyacılar, gerek iktidar yandaşları ve sözcüleri, gerekse de ABD ve AB akıl hocaları tarafından "şamar oğlanı"na çevrilince, Yargıtay, kendi başsavcısına sahip çıkmak ihtiyacı hissetmiştir.
Hızlı tren kazasında 35 kişi hayatını kaybettiğinde, Başbakan Erdoğan kendi ulaştırma bakanına sahip çıkarken iyiydi de Yargıtay kendi başsavcısına sahip çıkınca neden kötü oluyor?
Öte yandan; Devlet'in Yargı mekanizmaları, doğal Anayasal görev ve refleksleriyle hareket etmiyor da başka saiklerle bir takım "örtülü" proseslere yol veriyor deniyorsa eğer, onu da hayat bir şekilde ortaya çıkartacaktır nasılsa.
Dert etmeyiniz!