Dışişleri Bakanı Ali Babacan, geçen hafta Irak'a giden bir heyetin Bağdat'taki görüşmelerde Kuzey Irak'taki bölgesel yönetim yetkilileriyle de buluşmasını "Yerel yönetimle daha yakın diyalog sürecek" diye destekleyip mutluluğunu paylaşırken, Türkiye'deki DTP'li milletvekilleri de Kuzey Irak'ta öldürülen PKK'lının Diyarbakır'daki evine gidip taziyede bulundular. İşe bakın ki, Başbakan Başdanışmanı ile Irak'tan sorumlu Dışişleri Özel Temsilcisi'nin de yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti heyeti, Bağdat'taki görüşmelerini ne Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ne de Türkiye'nin Büyükelçiliği'nde yaptı. Kuzey Irak'taki yerel yönetimin, daha açıkçası, bölgedeki Kürt Federasyonu'nun Başbakan ve heyeti ile aynı bölgeden ve soydan gelip Irak'ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtulan Celal Talabani'nin ofisinde buluştu. Bakan Ali Babacan'ın büyük işler başarılmışçasına övünerek bahsettiği ve daha da artacağını söylediği diyalog da işte bu çalışma ofisinde başlamış oldu.
PKK taziyeleri alenileşti Hükümetin de saklama gereği duymadığı ancak hedef ve muhtemel sonuçları açısından esrarengizleştirip Türk halkını bilgilendirmekten kaçındığı Bağdat görüşmeleri çerçevesindeki Kuzey Irak politikası bu şekilde gelişirken, DTP'liler de Diyarbakır'da PKK'lı teröristin taziyesinde boy gösterdi. Mehmetçiğin hava operasyonunda, Kuzey Irak'ta öldürülen Mehmet Görgin adındaki PKK'lı için Diyarbakır'da kurulan taziye evine Akın Birdal, Gülten Kışanak, Aysel Tuğluk ve Sevahir Bayındır'ın yer aldığı milletvekilleri ile DTP'liler gitti. Kürtçe mevlid ve kasedelerin okunduğu belirtilen evde bölücü sloganlar atıldığı görüldü. Hatta evde bir köşe hazırlandığı ve PKK simgelerinin açılarak teröristin fotoğrafının konulduğu, masanın başındaki "Taziye sahipleri" yazılı tabelanın arkasında da ailesinin yer aldığı gözlendi. Dinimiz İslam'ın emir ve nehiyleri ile PKK'lının taziye evinin ne kadar örtüştüğü de meraklılarına sunulmakla beraber, Kuzey Irak'la ilgili sınırın iki tarafındaki son gelişmeler bu şekildeydi. Bakalım taziyelerin boyutu ne olacak?