Kutlu Doğum Haftası'na denk gelen Galatasaray-Fenerbahçe maçında herkesin bu haftaya ve Peygamberimiz'e layık davranması gerektiğini söyleyip herkesi güllerle maça davet etti diye milli futbolcu Hakan Şükür'ü kıyasıya eleştirenlere inanamıyorum. Derbi maç öncesi ortamı bu kadar güzel yumuşatıp bıçak ve satırla stadyuma koşan taraftara Hazret-i Muhammed'i hatıra getiren gülleri tavsiye eden bir sporcuya fairplay de nilen dostluk ve centilmenlik ödülü verileceği yerde, tarikat-cemaat ilişkisinden ötürü spor hayatının sonlandırılması istenebiliyor. Ne günlere kaldığımızın çok somut örneklerinden bu durum. Daha 1 hafta önce de ünlü Amerikalı sanatçı Türkiye'ye gelmiş ve onlarca medya mensubu ile sohbet ederken bir kız "Benimle geceyi geçirir misin?" teklifini açıkça söyleyecek kadar çılgınlaşmıştı. Bereket elin oğlu yakışıklı Amerikalı yüzüğünü gösterip eşine sadakatini hatırlatmış ve o dangalak kıza çok uzaklaştığı ahlak dersini vermişti.
Bunlarneredeyaşıyorlar! Bekledik ki medya gündemde tutup bu derece pespayeleşenlere hak ettikleri dilden hitap edecek. En azından sabah programlarının çalçeneleri "Bu kadar da olur mu? Azdın mı be kadın!" diyecek, utanmazların yüzünü gösterecekti. Ne gezeeer! Ama medyanın ağırlıklı kısmı Şükür'ün samimi ve içten düşüncesine kafayı takıyor. Futbolcunun inanç ve hassasiyetle rini çarpıtarak meseleyi farklılaştırmak istiyor. Hayrettir ki Galatasaray gibi köklü bir kulübün bazı yöneticileri ve camiada şöhret yapmış kimileri de bu sözlere balıklama atlayıp "Hakan'a yakışmadı. Soruşturma açılmalı" diyebiliyor. Bunlar nerede, hangi ülkede yaşıyorlar? Kimin veya hangi çevrelerin hesabına çalışıyorlar? Doğrusu anlamıyorum! Yabancı sahalardaki görüntüleri izlemiyorlarsa bile, Türkiye'de top koşturan yabancıların sahadaki hallerini görsünler. Kezman'ın, Carlos'un, Holosso'nun ve Song'un kendi inançlarına göre nasıl sevindiklerini ve haç çıkartma dahil çeşitli figürlerle duygularını yansıttıklarını izlesinler. Bu ülkenin insanları, kendi inanç ve değerlerine nasıl bu kadar yabancılaşıp toplumun ortak vicdanından uzaklaşabiliyor? Doğrusu, ben de buna şaşırıyorum.