Türkler tarafından sözde soykırıma uğradıkları iftiralarıyla her yıl 24 Nisan'ı ve haftasını özel anma ve programlarla geçiren diyaspora Ermenileri ile Ermenistan'ın çirkin saldırılarına karşın Türkiye'nin tavizkar tutumu anlaşılır gibi değil. Maşallah; uzun zamandır, her şeyi; hakareti, iftirayı, dayatmayı, baskı ve zorlamaları paşa paşa kabullenip sindiren bir yönetim anlayışımız var. Türkiye'ye ve Türk milletine yönelik her türlü saldırı, iftira ve yalanlara karşı koyup direnileceği yerde, hatta çelik gibi karşı koyup mukabelede bulunulması gerekirken, her şeyi pamuk gibi içimize çekiyoruz.
Herkessaldırıyor,bizbakıyoruz Bu nasıl anlayıştır ve hangi zihniyetin ürünüdür doğrusu tartışmak gerekir. Her fırsatta Türkiye'ye düşmanlık yapan Ermenistan'a ve diyaspora Ermenileri'ne artık anladıkları dilden karşılık verilmelidir. Erivan'da Ay-Yıldızlı Türk bayrağı yerde çiğneniyor, aval aval bakıyoruz. Türkler'e küfür-kafir her türlü hakaret ediliyor, güya umursamıyoruz! Doğu ve Güneydoğu Anadolumuz'un bazı bölgelerini kendi toprakları içinde gösteriyorlar, pişkince bakıyoruz! Diyaspora Ermenileri de aynı şekilde soy kırım, tazminat, özür, af dileme, (sözde) suçumuzu kabul etme gibi isteklerinden geri adım atmayıp Avrupa'dan Amerika'ya kadar her yerde dillendiriyorlar. Daha acısı ve alçakçasına Türkiye'de de rastlanıyor. Bir üniversitemizde, tam da 24 Nisan'da toplantı düzenleyen en fanatik ve en tahrikçi Ermeni konuşturuluyor. Bu ülkenin yurttaş ve bilimadamlarının gözü önünde soykırım iftiraları tekrarlanıyor.
Kendimizikandırmadaustalaştık Gerçekler bu kadar üzücü ve açık iken, kendimizi aldatıp tedavi edecek şeyler de buluyoruz. Mesela; Amerika'da Başkan Bush, 24 Nisan konuşmasında 'soykırım' demedi diye seviniyoruz. Üniversitede konuşturulan tahrikçi Ermeni profesör "Bu soykırımdan Türkiye'yi sorumlu tutmak yanlış olur" demiş diye alkışlayanlara rastlıyoruz. Adamın kurnazlığını yemiş görünüyorsunuz!
Hepsininyüzünegözünedursun! Ermenistan ile diyaspora Ermenileri kendi politikalarını yapıyor ama, bunca hakaret ve şeytanlığa rağmen "Bu yıl kötü şeyler olmadı" diyebilen içimizdekiler kime yaranmak istiyor onu anlamakta zorlanıyoruz. Ermenistan'ın toprak taleplerine karşılık Ankara'dan gönderilen "Görüşelim ve barışalım" şeklindeki sıcak mesajlara hayret ediyoruz. Yeri gelmişken hatırlatalım; 24 Nisan vesilesiyle dış dünyada yaşananlar kadar, Türkiye'de olan bitenlere Anadolu toprağında birlikte yaşadığımız Ermeni kardeşlerimiz de inanamıyor. "Kimse bizim adımızı kullanıp siyaset yapmasın" diyorlar. Onlar böyle söylüyor ama Ankara'dakiler diyemiyor. Hepsinin ağzı, gözü ve kulağı kapanmış; dünyalık işlerine bakıyor!