Lost dizisinin 2 esas oğlanından biri olan
Sawyer (Josh Holloway) ülkemize davet etti ya, herkeste bir sevinç bir heyecan. Adam önce
Uğur Abi'nin (Dündar) ana haber bülteninde, sonra da Beyaz'ın gece şovunda bir göründü, reytingleri hormonladı adeta. Dünya ahalisinin büyük bölümü bu "
Lost" (kayıp) dizisinin manyetik alanında. Nerede ne zaman yayına girse, millet(ler) eve kapanıyor
, "Ay şimdi n'olcek?" diyerekten muammaların çözümünü bekliyor.
O EMPİRME ELBİSE Hepsinin sorgu suali aynı:
"Ay acaba Lock yeniden kötürüm kalacak mı, Hurley yine içine kapanacak mı?" Ya da
"Eski işkenceci Sayid divan-ı harpte yargılanacak mı, Aeron 2. çocuğuna bu defa kimbilir kimden hamile kalacak, Kate o daracık empirme elbiseyi tekrar giyip suya dalacak mı, çıkışta her bir manzarası ortama yayılacak mı?" diye sorup duruyorlar. Yanıtlar ise her bölümde taksit taksit, gıdım gıdım geliyor, en heyecanlı yerinde de o bölüm bitiyor.
GARİP MİLLETİZ YAHU! İngilizce'si olmayanlara yukarıda da açıkladığım gibi,
"Lost" demek "kayıp" demek. Başkaları neyse de bizim vatandaş
parayı, pulu, umudu, şansı, kariyeri, topu, topacı çoktan
'Lost' etmiş, lakin kendi derdine yanacağına, diz inin peşine düşüp mütemadiyen sormakta:
"Du bakali bu hafta n'olcek?" Yapımcıları, "izlenme rekorları kıran bu dizinin daha onyıllarca devam edeceğini" söylüyormuş. Anlaşılıyor ki bu diziyle dostluğumuz (ya da
'Lost' luğumuz)
pazara kadar değil mezara kadar...