"Vatandaşa olta atmak yasaklanacak" haberini duyunca şaşırdım.
"Yahu bu siyasiler onyıllardır vatandaşa ne oltalar attı. Şimdi bindikleri dalı mı kesiyorlar acep?" diye düşündüm.
Meğer anlayışım kıt olduğundan böyle algılamışım haberi. Yasaklanmak istenen
"vatandaşa olta atmak" değil,
"vatandaşın olta atmasıymış".
SPOR OLSUN AB'ye uyum sağlamak için hazırlanan yeni
Su Ürünleri Yasası'nın maddelerinden biriymiş bu. Kabul görüp hayata geçerse sadece ticari amaçla avlananlar değil
spor olsun, hobi olsun, meşgale olsun diye denize, göle, dereye olta sallayanlar da yetkili mercilerden izin kağıdı alarak yapabilecekmiş bunu.
CEZA 100 YTL Duyar duymaz
Galata Köprüsü'nde aldım soluğu. Sabah akşam köprü üstünden çapari salan ahaliyle görüştüm. Durumu naklettiğimde hepsini bir hüzün, bir keder, bir gam, kasavet aldı ki sormayın. Son darbeyi de vurup iyice korkuttum.
"İzin kağıdı almadan balık tutarken yakalanırsanız 100 YTL de ceza ödeyeceksiniz ona göre" dedim. Tahmin edeceğiniz gibi yıkıldılar.
ALLAH'IN İŞİ İnşallah böyle değildir durum. İnşallah ben yine yanlış anlamışımdır.
Lakin anladıklarım doğruysa, kanun yapıcılardan vatandaş adına ricacıyım:
Allah'ın işine, fukaranın balık avı keyfine karışmayın ağabeyler.