Cumartesi gecesi TRT 1'den başka bir kanala neredeyse bakamadım. Hani kaç haftadır söylenip duruyordum; 'Cumartesi akşamları izleyecek bir şey yok' diye... İşte TRT 1'de bu hafta start alan 'Altın Adımlar' derdime derman, geceme çare oldu... Bir program bu kadar mı güzel olur ya? Her anı ayrı bir keyifti...
ÇOK GEÇ KEŞFETTİM Gerçeği itiraf etmem gerekirse, bu kadar profesyonel ve iddialı olacağını ummuyordum. Halk dansları konusunda yeterince bilgili olmadığımı biliyordum. Ama programı izledikten sonra çok büyük bir zenginlikten yoksun kaldığımı hissettim.
Meğer bizim ne kadar renkli danslarımız, nasıl estetik figürlerimiz ve şık kostümlerimiz varmış. Bu programdan önce sorsanız bir Ege'nin Efe'sini bilirdim, bir de Karadeniz'in 'Horonu'nu... Her bölgeyi bırakın her şehrin ayrı ayrı dansları olduğunu vallahi bilmiyordum.
Ama entel dantel bir olaydan geri kalmamak için 'Anadolu Ateşi'ni de 2 defa izledim. Ancak orada yaşadığım duyguyla, 'Altın Adımlar'ı izlerken yaşadıklarım bambaşkaydı. 10 yıl öncesine döndüm adeta... 23 Nisan'da yaşadığım coşkuyu hatırladım. Tabii bu duygumda TRT logosunun da etkisi büyüktü.
Yarışma konseptinin yanı sıra, jüri de muhteşemdi. Varlığından bile keyif aldığım Müjde Ar, yine hoşgörülü tavrıyla jüride yerini almıştı. Aşkın Nur Yengi, Yavuz Bingöl ve Ahmet Demirbağ'ın oturduğu jüri koltuklarının konuğu Yılmaz Erdoğan'dı... Aklıma takılan tek şey; jüride halk oyunları konusunda Ahmet Demirbağ'dan başka kimse olmamasıydı. Ancak ileriki bölümlerde Mustafa Erdoğan'ın da orada olacağına dair söylenenler beni biraz rahatlattı. Jüri kadar programı keyiflendiren bir diğer unsur da enerjisine hasret kaldığımız Korhan Abay'dı. Vallahi Abay'ı fazlasıyla özlemişiz.
Program saatlerce sürdü, araya 'Stadyum' programı ve 'Sayısal Loto' çekilişi bile girdi. TRT yöneticileri, en çok izlenen programları Stadyum'dan vazgeçmemişti. Biraz nefes almak da fena gelmedi hani.
MUTLAKA İZLETİN! Programda tek aksaklık finalde yaşandı. Sıralama ikinci gruptan itibaren açıklandı. Fazlaca grup olduğu için uzun sürdü. Bunun yanı sıra Tubil, Ankara Genciz, Trabzon İmece gibi grup isimleri söylendi. Ancak dört gözle izlemiş olmamıza rağmen hangi grubun hangi yöreyi oynadığını hatırlamakta zorlandık. Keşke bunun yerine gruplar ve oynadıkları yöreler söylenseydi. Eminim önümüzdeki hafta bu sorun da giderilecektir. Sonuçta, bu toprağın kültürünü yaşatacak, yükseltecek bir program başladı. Çocuklarınızın halk oyunlarımızı benim kadar geç keşfetmesini istemiyorsanız, bu programı mutlaka izletin.