Fenerbahçe bir dünya devini ikinci yarıdaki muhteşem oyunuyla ezdi geçti...
21 maç yenilmeyen... Şampiyonlar Ligi'nin en az gol yiyen devini.
***
Bu zaferin aşkıyla, uykusu gelmedi gecenin... O yüzden bu sabah güneş doğmasa da olur.
Fenerbahçe zaten, ülkenin güneşi...
***
Sarı Lacivertliler'in başlangıcı taş gibiydi. Ayağa oynarken, yüksek isabet vardı, iyi bir yayılım ve top
Chelsea'ye geldiğinde, tribünlerden yayılan muhteşem bir uğultu vardı.
Umutların diri olduğu dakikalarda,
Deivid' in kendi kalesine attığı gole bakınca,
"Ne yazık ki" dedim, "
Talih eşit dağıtılmıyor takımlara." ***
Bu golden sonra gardı düşen bir
Fenerbahçe çıktı sahneye. Sanki robotlarla insanların mücadelesini izledik.
Maçtan önce,
Kezman'ın topu ayağında tutma şansının,
Fenerbahçe'nin hücum etkinliğinin en önemli göstergesi olacağını düşünmüştüm.
Kezman bunu yapamadı.
İkili mücadelelere bile kavga eder gibi giren ve kendi yarı alanından jet hızıyla çıkan bir takım karşısında,
Fenerbahçe ağır kaldı.
***
Fenerbahçe'nin yüreğini ortaya koyduğu zaman, yapamayacağı hiçbir şey yok. İşte o
Fenerbahçe ikinci yarıda sahneye çıktı.
Ve Aşk, robotu yendi...
21 maçtır yenilmeyen
Chelsea'ye,
"Her şeyin bir ilki vardır" dediler.
Ve önce
Kazım'ın sonra
Deivid'in golleriyle, Şükrü Saracoğlu'nda bir destan daha yazıldı.
İkinci yarıdaki ezici üstünlüğün bedeli, daha farklı olmalıydı.
***
Tarihe geçen bir takımın her futbolcusunu alnından öpmek gerek.
Ama
Volkan ve
Maldonado'ya parantez açmak istiyorum.
Muhteşemdiler..
***
Fenerbahçe taraftarı bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde, bir yüreğin varabileceği en anlamlı menzile vardı.
Rövanş maçına gelince...
Onlarda bu yürek varken...
Sevilla'daki Fenerbahçe tarihi tekerrür eder.