Gazetecilik mesleği, uçan kuşlar gibi de yapılır... Asalak böcekler gibi de... Tercih insanlara aittir.
***
Gazetecilikte, eskiden mürekkep yalayanlar itibar görürdü. Şimdi el ayak yalayanlar itibar görür oldu.
***
Gazeteciliğin ruhu, hileyle alınmış bütün kaleleri zapt etmekti, er niyetine. Ama bakıyorum da... Para, sırnaşıklık ve memleketi pazarlama tekniği bulaşmış... Onların her niyetine...
***
Bazı yazarlar son kullanma tarihi okunmayan prospektüsler gibidir. Okudukça zehirlenme ihtimali büyük. Okundukça köşelerinin üzerine kusulma olasılığı kaçınılmaz!
***
Yetimin öksüzün kanını emerek altına lüks cipleri çeken, kendilerine paha biçilmez süsü veren büyük gazetecileri görünce... Yıllar önce okuduğum bir duvar yazısı geliyor aklıma. "Makyajın ve güzelliğinle hava atma... Yollar da pırıl pırıldır ama altından kanalizasyon geçer..."
***
Kan tüküren işçiler memleketinde, tükürdüğünü yalayan gazeteciler itibar görüyorsa... Kapatın gözlerinizi... İnsanlık için utanç verici bir manzaradır bu. İşçiler adına da...
***
Benim büyük gazetecilikten anladığım... Meslek şerefiyle banka hesabı arasına soysuzluk köprüsü kurup, ahlaksızlığı mesken tutmaktır. Ve unutmaktır... İnsanlığın kitabındaki bütün kutsal değerleri...
***
Kusura bakmayın, isyan bizim mesleğin doğasında var.
***
Neyse, haydi beyler! Bugün bütün cümleleriniz benden.
ŞEREFİNİZE...