Maçı bir kenara bırakın,
Alex'in köşe atışı yaparken, bütün dünyaya verdiğimiz
"utanç resimlerine" bakın.
Polisler,
Alex'in köşe atışını zorlaştıracak kadar yakın duruyordu.
Polisler olmasa,
Alex de her türlü saldırıya yakın duruyordu.
Biz bu meselelere uzak durdukça, üçüncü dünya ülkesi olmaktan asla kurtulamayacağız.
***
Maçın ilk yarısında
Fenerbahçe'nin her şeyi vardı.
Beşiktaş'ın hiçbir şeyi yoktu.
Fenerbahçe'nin istediği zaman oyunu yönlendirdiği bu dakikalarda,
Beşiktaş'ın kendi çaresizliğinde kaybolduğunu gördük.
Ayaklarının ateşi sarmaşıktı
Kazım'ın ve
Beşiktaş'ın sol yanını felç etti.
Ve gol de erken geldi. 3 stoperli defans ve kaleci Rüştü, Alex'e hafif geldi.
***
Beşiktaş'ın baskılı oyuna sahne aldığı dakikaları,
Fenerbahçe'nin Çarşamba gecesi için kendine ayırdığı dakikalar olarak saydım.
Gökhan Gönül'ün bindirmelerini sayamadım.
Maldonado'nun yalın ama kaliteli oyununun
Mehmet Aurelio'yu zenginleştirme sebebi olduğunu gördüm.
***
İkinci yarıdaki
Beşiktaş, yenilgiye itiraz hakkını kullanan takımdı.
İbrahim Üzülmez'in Kazım karşısındaki yenilgisini,
Ali Tandoğan'la takas eden
Ertuğrul Sağlam'ın akıllı hamlesi, beraberlik golünün de sebebi oldu.
Golün başlangıcıyla bitişi arasındaki hüner,
Fenerbahçe'nin kendine geç kalan hatasıyla kardeşti.
Ama
Beşiktaş hayal katında gezerken,
Fenerbahçe hayat buldu.
Semih'in telaş yapmayan akıllı ayaklarından çıkan asistle, galibiyet geldi.
Uçurum çiçeğinin adı
Alex de Souza'ydı... Bunun adı da
"Söke söke kazanmaktı" ***
Derbiler tanrısı Fenerbahçe dün gece 3 puanı alıp,
Beşiktaş'ı ligde kenara atarken,
Chelsea maçı için de yakışıklı bir fotoğraf çektirdi.