Çocuklarımıza kundaklarında bile dadanan sefalet, neden işadamlarına adanan nimetlere dönüşür?
Ve neden bu toplum kendisini hep masum görür de, sadece kaderi suçlar?


Sade vatandaş için musalla taşı olan kaldırım taşları, neden belediyelerin lüks cipleri için "aracı kurumdur"!
Sökülür de sökülür...
Ve herkes bu taşların sırrını bilir de neden susar?


Hak ve özgürlük için dili kesilen, yolu kesilen bir toplum, partileri kurtaracak referandumlar için neden ilaç gibi görülür?
Seçimlerden önce halkına kurban olanlar, seçimlerden sonra neden Amerika'ya kurban olurlar?
Hafızasında, sadece maç sonuçları mı yer eder bir toplumun?


İnsanlık yere düşerken kılını kıpırdatmayanlar, neden dolar yükselirken, "Demokrasi ve istikrar elden gidiyor" çığlıkları atar?
Ve yabancı yatırımcılar, bir ülkenin geleceği hakkında, nerede bu kadar etkili olabilir?
Türkiye'den başka?


Yabancı yatırımcı kaçarmış.
Vallahi kovsanız gitmez!
Ayrıca yabancı yatırımcı ne yaptı bu ülkede?
Parasını borsaya yatırıp, dünyada hiçbir ülkede kazanamayacağı parayı cebine indirmekten başka...
Hazır ve tıkır tıkır işleyen kurumlarımızın sahibi olmaktan başka...
Bizim insanlarımız için fabrikalar kurup üretimi mi kışkırttı?
Kredi kartlarıyla, tüketim toplumunun geleceğini mi satın aldı?


Yoo susmayın.
Hiçbir gerçek nedensiz değildir.
Ve hiçbirimiz masum değiliz!
Yanlışları desteklemek de toplumun işlediği bir suçtur.