Oyun içinde oyun mu?
"Yasaklı gazeteci" mi yoksa "mecburi izinde gazeteci" mi demeliyim, sevgili kardeşim Hayrullah Mahmud'un yaza yaza kaleminde tüy bitti, "Büyük kaos geliyor" diye... Çok düşündüm, kaos nasıl gelecek anlamında... Askeri darbeyi ihtimal dahilinde görmediğim için sadece şunu kestirebiliyordum. Olsa olsa ekonomik bir kaos olabilirdi. Piyasaları büyük bir deprem vurur. Halkın çoğunluğu giderek fakirleşiyor, küçük bir azınlık azgınca zenginleşiyordu. Borçlanabilecek milyonlarca insan, bankaların esiri haline gelmişti. Krediler havada uçuşuyordu. Halk, düşünmeden tüketmek adına geleceğini çoktan ipotek ettirmişti. Emekli, işçi, memur, çiftçi, dul, yetim zaten karın tokluğuna yaşamaktaydı. Olası bir ekonomik deprem, AKP iktidarını kökünden sallayabilirdi. Kaos olsa olsa böyle olabilirdi bana göre.
***
Fakat rejimin anayasal sübapları başka bir yolu seçti. AKP hükümetinin tek parti iktidarında ortaya koyduğu uygulama ve söylemlere karşı Anayasa'dan aldığı güçle Yargıtay Başsavcılığı kapatma davası açtı. İşte yeni kaos bu! Hayrullah Mahmud "büyük kaos" derken bunu mu kast ediyordu bilmiyorum ama kaosu doğru öngördüğü besbelli. Şimdi ne olacak? Yufka yürekli tatlı su demokratlarımız gibi, "Ama parti kapatmak ayıp değil mi, demokrasiye sığar mı?" diye sızlanacak değilim. Eden bulur, eken biçer! Neticede, AKP kapatılabilir de kapatılmayabilir de. Kimbilir, belki AKP'nin kapatılması ve idarecilerine siyasi yasak gelmesi, onları "kurtaracak bir iş" olarak da görülebilir. İşte tam burada duruyorum. Sahiden bu kapatma girişimi "kurulmuş bir senaryo" mu ki çok daha büyük yolsuzluklardan ve günahlardan AKP tepe heyetini kurtarmak için düşünülmüş olsun. AKP iktidarı, Türkiye'nin olmazsa olmazı değildir. Daha 8 yıl önce AKP diye bir parti yoktu. Ama Türkler binlerce yıldır devlet ve millet olarak yaşıyor. AKP'ci kesilen, iktidardan nemalanan, desteklenen ve yükselen borazan medya, milleti AKP olmazsa yaşayamayacağına inandırdı. İstikrar diye diye küçük bir zümrenin, holdinglerin, CEO'ların ve küresel sermayenin Türkiye üzerindeki sultasını pekiştirdiler. Kapatma davasını tartışırken, her şeyden önce millete dayatılan bu "AKP mecburiyetini" kafalardan atmak gerekiyor. Kapatmaya karşı çıksak bile önce bu kafayı değiştirmeliyiz. Çünkü beynimizi yıkadılar. Bu kaos bence hem Türkiye için hem millet için hatta AKP için bile hayırlara vesile olacaktır. En azından siyaseten güç zehirlenmesine girenleri bile düşünmeye sevk edecektir.