Bir mektup daha ve Başbakan
Türkiye'nin önde gelen liberalleri, demokratları, çağdaşlaşma ve özgürlük aşıkları bir bildiri daha imzaladılar. 150 kadar imza içinde, gazete yazarları, bilim insanları, sinema ve tiyatro oyuncuları, yapımcılar bulunmakta. Bu insanların büyük çoıunluğunun samimi olduklarını bilerek, arzularına kulak vermeye çalışıyorum. Tabii biliyorum, mektubu benim için yazmadılar ama ben yine insanlığımı yaparak, anlamaya çalışıyorum.
***
Diyorlar ki: Sayın AKP Hükümeti! 2002 seçimlerinden hemen sonra büyük bir hırsla sarıldığınız AB ideallerini, son 3 yılda hepten terk ettiniz. AB'nin barışçı ve demokratik idealleri Türkiye'nin çağdaşlık yoluyla örtüştüğü için, neredeyse devlet belgesi olarak da yayınlanmış iken, siz bu süreci niçin bu kadar savsakladınız? Lütfen yüzünüzü AB'ye dönün. Reformlara girişin. Aksi halde bu iş karakolda bitecek!
***
Bendeniz kendi halinde bir gazeteci olarak bu kadar bilim insanı, yazar, düşünür, sanatçı kadar konuya hakim olamayacağım için, tutup da, "Sevgili dostlar iyi güzel şeyler istiyor ve umuyorsunuz da, AB diye bir şey gerçekte kaldı mı kalmadı mı?" diye sormuyorum bile... Sadece bu münevver arkadaşların çabalarının beyhude olduğuna ilişkin kuşkularımı paylaşmak istiyorum. Yoksa, Türkiye'de sık sık yayınlanan ve fakat işleme konulmayan "aydın istidaları"ndan biri daha mı tarihin çöplüğüne gidecek?
***
Yer: Bağcılar Spor Salonu Toplantı vesilesi: Bayburt'un 90. kurtuluş yıldönümü Konu: Türban Münevverlerin mektubunun asıl muhatabı olan Başbakan Erdoğan kürsüde konuşuyor: "Kimsenin özgürlük sınırına tecavüz etmeye niyetimiz yok. Kimsenin de bizim özgürlük sınırlarımıza tecavüz etmesine tahammülümüz yok. Çok şükür AKP gençliğinde bunu görüyorum. Sorunlarınız sıkıntılarınız olacaktır. Ama unutmayın çoğu gitti, azı kaldı." Bizim saf aydınların "masum" hedeflerine bakın, seslendikleri AKP'nin hedeflerine bakın.