"Halkı bölüyor, ayrıştırıyor, kamplaştırıyor ve demokrasiyi de tehlikeye sokuyorlar" diyerek ayaklanan üniversite camiası, resmen 3'e bölündü. Rengini belli etmeyip kulağının üstüne yatan ve herkese mavi boncuk dağıtanları hariç, üniversite hocalarını karşı karşıya getiren de başörtüsü oldu. Görüyorsunuz, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını destekleyenler kadar karşı çıkanlar da çok. Bir de kendilerine "3'üncü yolcu" denilenleri var. Onların derdi de "Başörtüsü serbestliği yetmez. Diğer özgürlükler de getirilmeli" şeklinde. Başörtüsü karşıtları ile serbestlikten yana olanları bir şekilde anladık ama, şu 3'üncü yolcular konusunda fikir sahibi misiniz? Değilseniz, özetleyelim: Bu gruptaki üniversite öğretim üyeleri, 3'üncü yol olarak sadece türban veya başörtüsüne takılmıyor. Onlar, özgürlük adına her türlü işin görülmesinden yanalar!
Bir taşla çok kuş vurmak Açtıkları imza kampanyasında ismi yer alan eski tüfek Marksist-komünistlerden bitamam liboş ve Batı muhibbanına kadar, türban havucu ile ormandaki bütün tavşanları avlama niyetinde olanlar şöyle buyuruyor: "Başörtüsü ile farklı ana diller ve inançlara da serbestiyet getirilmeli. Ayrıca cinsel tercihlerdeki ayrımcılık da kaldırılmalı. 301'inci madde gibi, tartışmalı konular da gündemden çıkartılmalı. Maalesef böyle diyor bilim adamları arasındaki 3'üncü yolcular... Akıllarınca kurnazlık yapıp türban bahanesiyle hedef büyütüyorlar. Eşcinsellere bile hak isterken, Cumhuriyetimiz'in kazanımlarını ortadan kaldırıp etnik ayrımcılıkları körüklerken, özgürlük maskesi takıyorlar.
Eşcinselleri unutamıyorlar Ha tren ha maytap İşte böyle üniversitelerdeki hocalarımız! Kıbrıs'ta Annan Planı ile Türk varlığını yok etme planları yapılırken, Sevr ile hedeflerine varamayanlar yeni taktiklerle ülkemizi parçalamaya çalışırken suspus kalanlar, TCK'daki 301 ile eşcinselleri unutamıyorlar. Bu ülkenin ve milletin çocuklarını da bunlar okutup-eğitiyor işte... Üniversitelerin kapılarında yaşanan acıları görüp onların çözümü ile meşgul olmak varken, elalemin sözcülüğüne soyunuyorlar. Çoğunluğun derdi yerine keyfiliğin ve sapkınlığın isteklerine kulak veriyorlar. Allah, sonumuzu hayır eylesin.