Allah akıl versin
Kopartılan gürültüleri de dikkate alarak, Anayasa değişikliklerine rağmen, başörtüsünü üniversitelerde serbest bıracak uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nden dönebileceği kuşkusundan kurtulamıyoruz. Dolayısıyla, İspanya'daki sözleriyle bu çetrefilli işi beklenmedik zamanda gündeme getiren Başbakan ve avanesine (İşin daha çıkmaza girebileceğini hissederek) kafayı takıyoruz! Ama, üniversite kapılarında, ister siyaset, ister simge veya samimi inancı gereği taktığı başörtüsünden ötürü itilip-kakılan öğrencilere de kahrediyoruz. Kafayı taktıklarımız, kahredip üzüldüklerimiz, çözüm için mücadele verdiklerimiz bir kenara; son günlerde başkaları da peydahlanıverdi! Söz ve davranışlarıyla, en sakin insanları bile delirtecek kadar ustalar! Sinir uçlarına dokunma konusunda özel eğitimliler sanki! Akil insan veya bilge pozlarında söyledikleri her cümlede fitne, fesat, hakaret, aşağılama, hor görme, sınıflandırma ve baskı var.
İslamiyet'i suçluyorlardı Kendileri de kutsal kavram ve değerlerin arkasına saklanıyorlar. Muhataplarına yükledikleri suç silahlarını bizatihi taşıyorlar! Daha düne kadar, kız çocuklarını okutmayıp eve kapattıkları gerekçesiyle Müslümanlar'ı suçlayanlar, bugün birtakım perdelere sarılıp nasıl farklılaşıyor, inanılır gibi değil! Bir taraftan İslam dünyasının geri kalmışlığını eğitimsizliğe verirler, öbür yandan da nitelikli insan gücünün önünü keserler! Allah, hepimizi bu cinnet hallerinden korusun! Akıl-fikirden yoksun etmesin! Baksanıza, parti liderliklerinden TBMM Başkanlığı'na onca makam, mevkide ömrünü geçirmiş en deneyimli siyasetçi bile yeni süreci yorumlarken şöyle diyor: Anayasa Mahkemesi'nde, eşleri başı örtülü hakimler var (Herhalde üyeleri kastediyor). Onlar tarafsız olamayacağı için davadan çekilmelidir. Söyleseler de inanılmazdı, böyle mantık ve yorumun yapılacağına! Ama oluyor ve oldu işte. Örtülü ile örtüsüz arasındaki mesafe de bu kafalar yüzünden gittikçe açıldı. "Türban kopya çekmeyi artırır, türbanlıya ders vermem, hak ettikleri notu veremeyiz" diyebilen, hatta üniversiteye kilit vurmayı dile getirebilecek derecede çılgınlaşan rektör ve profesörlere şahit oldukça, Türkiyemiz'in hangi nöbetlerden geçtiği daha iyi anlaşılıyor.