Çakkıdı Çakkıdı Kabadayı
Ne zaman Yavuz Turgul ve Şener Şen isimleri yan yana anılsa, seyrine doyulmaz filmler beyazperdeye yansıyor. Eskiden bu iki isme Uğur Yücel de dahildi. Şimdilerde Yücel yerini yeni nesil popüler oyunculara devretti. En son filmleri "Gönül Yarası"nın üzerinden epey zaman geçtikten sonra Turgul ve Şen "Kabadayı" projesinde yeniden bir araya geldiler. Ama bir farkla: Yönetmen koltuğunda bu kez Ömer Vargı oturuyor. Daha çok erkeklerin dünyasındaki iktidar mücadelesini anlatan "Kabadayı", sinemalara küsen seyirciyi yeniden salonlara çekecekmiş gözüküyor.
KURT KOCAYINCA... Kendi halinde bir hayat süren, eski günleri de sadece dost meclislerinde yad eden kabadayı Ali Osman, bir şekilde 'şimdiki zaman'la ödeşmek zorunda kalır. Eski sevdalısı ölüm döşeğinde bir oğlu olduğunu ve bunu kendisinden sakladığını itiraf eder. Ali Osman, böylece hayatının son döneminde bulduğu oğlunun peşine düşer. Ne var ki; bir barda çalışan ve de sevdiği kıza besteler yapan Murat, çocukluk travmalarının da etkisiyle yeni tanıdığı babasını reddetmektedir. Öte yandan Murat'ın sevgilisi Karaca'nın, Devran adlı yeni nesil bir mafya şefinin de eski sevdalısı olması, meseleyi giderek karmaşık ve şiddetli hale getirir. Devran, Karaca'nın peşini bırakmamakta ve bu uğurda kendisi için tek engel olan Murat'ı da ortadan kaldırmayı planlamaktadır. Dolayısıyla iki ayrı neslin şiddet temsilcileri bir şekilde karşı karşıya gelecektir... Yavuz Turgul'un "Muhsin Bey" ile başlayan tarzı bu filmde de aynı şekilde sürüyor. Yine eski değerleri temsil eden bir erkek ve aynı kulvarda bulunan yeni nesil bir diğer erkek. İkisi arasındaki çatışma/çekişme ile dün ve bugün arasında kıyaslamalar yapılıyor. Giden günler, kaybolan değerler özlemle anılıyor. Yavuz Turgul erkeklerin dünyasını anlatıyor. Kadınlar onun filminde daha çok figüran. Bir tek "Gönül Yarası"nda bu kural bozulmuştu.
ŞİMDİ BU FİLM KİMİN? Yavuz Turgul ismi gündeme gelince, doğal olarak yönetmen her zaman ikinci planda kalıyor. Daha önce senaryosunu yazdığı "Züğürt Ağa" ve "Çiçek Abbas"da da aynı şey olmuştu. Turgul'un senaryoları o kadar sağlam ki; yönetmenlerin ona bir artı katması oldukça zor. Bu nedenle Ömer Vargı'yı tebrik etmek gerekir. Çünkü böyle bir senaryoyu alıp sete gitmek ve Turgul adının altında ezilmeden bir film yapmak çok riskli. Yönetmen ne yaparsa yapsın film öncelikle Yavuz Turgul filmi olarak anılacak. Tıpkı Yılmaz Güney'in senaryolarının başkaları çekmiş olsa bile onların birer Yılmaz Güney filmi olarak anılması gibi. "Kabadayı" belki isminden, belki de ekibinden kaynaklanan nedenlerle nedense hep ikinci bir "Eşkiya" gibi anıldı. Ama ikisi son derece farklı yapımlar. "Eşkiya" o dönem için Türk Sineması'na taze bir soluk getirmişti. Gerek senaryosu, gerek oyuncu seçimi ve gerek Turgul'un yönetmenliği izleyenleri koltuğuna çivilemişti. Bir; konu çok yeni değil. Benzerleri şu anda iki ya da üç TV kanalında dizi olarak karşımıza zaten çıkıyor. Ayrıca atmosfer yaratmada "Eşkiya" kadar başarılı değil. Oyunculara gelince... Şener Şen, Kenan İmirzalıoğulu ve İsmail Hacıoğlu oyunculukları ile tüm filmi omuzluyor. Şener Şen her karede ustalığını gösteriyor. İsmail Hacıoğlu çok iyi oynuyor ama bu rol için doğru bir seçim değil. Devran gibi fiziği ve gücü olan birisinin elinden Karaca gibi bir kızı alması inandırıcı gelmiyor.
KENAN İMİRZALIOĞLU MUHTEŞEM Filmde beni şaşırtan oyuncu ise Kenan İmirzalıoğlu. Dizi filmlerde pişen İmirzalıoğlu şimdi beyazperde de tecrübesini konuşturuyor. "Yazı Tura"daki sade oyunculuğu ile 'Ben de varım!' diyen oyuncu "Yandım Ali"de hem gişede büyük prodüksiyonları üstlenebileceğini hem de iyi bir oyuncu olabileceğini kanıtlamıştı. Bu nedenle "Kabadayı"nın Kenan İmirzalıoğlu'nun kariyerine büyük bir katkısı olacağını düşünüyorum.