Çifte kavrulmuş bayram lokumu gibi
Bu yıl kaçırmamanız gereken bir film varsa, o da "CenazedekiÖlüm". Yasakları eğlendirici bir komediye çevirerek anlatan filmde, bir cenaze töreninde bir araya gelen aile üyelerinin, akraba ve dostların olaylar karşısındaki çaresizlikleri ve içinde kaldıkları durumdan kurtulmak için verdikleri mücadele esprili bir şekilde anlatılıyor. Babalarının cenaze töreninin sabahında, merhumun ailesinin ve arkadaşlarının her biri kendi bunaltıcı kaygılarıyla birlikte cenazeye gelir. Daniel, uzun bir aradan sonra ilk kez erkek kardeşi Rubert'le yüz yüze gelir. Daniel'in kuzeni Martha ve yeni erkek arkadaşı Simon, Martha'nın babasının üzerinde iyi bir izlenim bırakmak için plan yapar. Simon yanlışlıkla sentetik bir uyuşturucu yutunca plan kelimenin gerçek anlamıyla suya düşer. Asıl şok cenaze töreninde yaşanır. Törene gelen davetsiz bir misafir iki kardeşi çok önemli bir aile sırrını ortaya çıkarmakla tehdit eder.
Cenazedegırgır Romantizm, kıskançlık, sentetik uyuşturucular, karanlık sırlar, hayat boyu süren özlemler, cüretkar şantajlar ve sevilen birisinin uğurlanmasında yaşanan müthiş bir kaos... İşte bunların tekmili birden "Cenazede Ölüm"de. Rekabetin dorukta olduğu iki kardeşin birbirlerine davranışları, hataları ve büyük bir skandala meydan verecek olan önemli bir aile sırrı için uzlaşmaya çalışmaları, cenaze gibi son derece acılı bir atmosferde inanılmaz gırgır bir şekilde inceleniyor. Kuşkusuzbufilminbirdeğil,birdençokkozumevcut. Film öncelikle çok sağlam bir senaryoya sahip. Hikaye çok İngilizvari ama aynı zamanda herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği aile pürüzleri ve karakterleriyle çok evrensel. Art arda patlayan esprilerin ise haddi hesabı yok. Yönetmen Frank Oz'un yeteneklerine ancak şapka çıkartabiliriz. Daha önce "VücutDili", "Bob'danNeHaber?" ve "KüçükKorkuDükkanı" gibi filmleriyle başarısını kanıtlayan yönetmen, güncel konusu, çok sağlam rejisi ile İngiliz Güldürü Sineması'na farklı bir boyut getirdiğini söyleyebilirim. Tıpkı yıllar önce büyük bir sürpriz yapan İngiliz filmi "DörtNikahBirCenaze" gibi. Ve elbette bu filmi konuşturan olağanüstü yetenekteki oyuncu kadrosu. Matthew Macfadyen'den Rubert Graves'e, Peter Dinklage'den Alan Tudyk'e, Peter Egan'dan Peter Vaughan'a İngiliz Sinema Ev Tiyatrosu'nun en iyi oyuncuları bir arada. Hiçbirisibirbirindenrolçalmıyor.Tambirtakımoyunculuğugösteriyorlar. Film muhteşem bir jenerikle başlıyor ve daha ilk planda cenaze arabasındaki tersliklerle kahkaha bombasını patlatıyor. Ardından çok kısa filmin önemli karakterlerini tanımaya başlıyoruz. Derken Peter sahneye çıkıyor ve komedinin içine birden bire şantaj karışıyor. Film boyunca kahkaha dozu daima bir üste tırmandıran Simon Peter'e pabuç bırakmıyor. ZatenSimonnerede,kahkahaorada... Zavallı Alfie Amca ondan o kadar etkileniyor ki, filmin sonunu tıpkı Simon gibi getiriyor. Filmbirbirindenkomiksahnelerledolu. Ama özellikle tabutun kıpırdadığı, tabutun içine ikinci bir kişi konduğu (ve özellikle konuş şekli) Simon'un tuvalette kağıtlarla cebelleştiği ve hepsinden de önemlisi Alfie Amca'nın çatıya çıktığı sahneler unutulmaz. İnanın bana bundan daha komik bir film bulamazsınız. Eğer gülmeye eğlenmeye, bayramı erkenden kutlamaya niyetliyseniz, "CenazedekiÖlüm"ü mutlaka seyredin.