Fedakar anne uzaylılara karşı
Şu uzaylıların ne dünyaya saldırması bitti ne de insanoğlu ile uzlaşamaması. Uzaylılar, birçok Hollywood prodüksiyonunda olduğu gibi 'İstila' da yine dünyayı ele geçirmeye çalışıyor. Ama bu sefer çok akıllılar. Saman altından su yürütüp gerçek insan bedenlerini ele geçiriyorlar. Böylece kim uzaylı kim zuzaylı kimse anlamıyor. Washington'un yakınlarına düşen uzay mekiğinden yayılan mikroorganizmalar hızla insanlara bulaşmaya başlar. Bulaştıkları insanın bedenini rem uykusunda ele geçirip onu robotlaştırır. Psikiyatr Carol Bennell, hafta sonunda oğlunu boşandığı eşine bırakır. Bir süre içinde oğlundan haber alamayınca paniğe kapılır ve eşinin evine geri gider. Burada Dr. Bennell'i bir sürpriz beklemektedir.
Herdöneminfilmi Yıllar önce 'İstila'nın ilk versiyonu olan 'Invasion of the Body Snatchers'ı TV'de (siyah-beyaz) izlediğimde çok etkilenmiştim. B sınıfı, düşük bir bütçeyle çekilen film bugün artık klasik filmler mertebesine ulaşmış durumda. II. Dünya Savaşı sonrasında kısa kısastan korkan ve Kore Savaşı'nın yarattığı kaostan etkilenen ABD toplumunun hislerine fazlasıyla tercüman olan 'İstila' filmi daha sonraki yıllarda iki kez daha beyazperdeye uyarlandı. İlk uyarlamanın yapıldığı yıllarda 'Çiçek Çocuklar' dönemi bitmiş daha bireyci yuppie'ler dünyaya egemen olmaya başlamıştı. İkinci uyarlamada da Körfez Savaşı'nın ilki bitmiş AIDS bütün dünyaya korku salmaya başlamıştı. Her üç çevrimde de dönemin atmosferi filmlere son derece iyi yansıtılmış. Karanlık atmosferleri, yaydıkları gerilimlerle her ikisi de uyarlamalar içinde kendi alanlarını yaratmışlar ve başarıya ulaşmışlardır.
Sonuyarlama Gelelim son uyarlamaya... ABD toplumunun yine yeni korkuları mevcut. İkiz Kuleler 11 Eylül'de yerle bir olmuş. Müslümanlar terörist ilan edilmiş ve Irak Savaşı'nda binlerce kayıp verilmiş. Terör kaosunda yaşayan bir toplumun psikolojisi için herhalde 'İstila'dan daha iyisi bulunamazdı. Çünkü Jack Finney'in popüler bilim kurgu gerilim romanı 'Body Snatchers' hemen hemen her dönemin toplumsal olayları ile kolayca özdeşleşebilen bir eser. Bu nedenle uzay gibi bir bilinmeyenden gelenlerinin istilası günümüz ABD toplumundaki gibi bir paniğe neden olabilmektedir. Hemen hemen bütün uyarlamaları başarıya ulaşan 'İstila' filminde başrolleri bu kez Oscar'lı Nicole Kidman ve son James Bond Daniel Craig paylaşıyor. Yönetmen koltuğunda da Alman Sineması'nın en parlak yönetmenlerinden Oliver Hirschbiegel oturuyor.
İkigüçlüisimbirarada Son yıllarda neredeyse hiç durmadan film yapan Nicole Kidman farklı türler deneyerek kariyerini zenginleştirmeye devam ediyor. Uzaylı mikrobu taşıyan Dr. Bennell rolünde de üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Özellikle duygularını saklamak zorunda kaldığı ve robot gibi davrandığı planlarda oyunculuğu ön plana çıkıyor. Yine de Psikiyatr Carol Bennell, Nicole Kidman'ın en iyi performanslarından birisi değil. Bu eksikliği pek oyuncuda aramamak gerekir. Çünkü Daniel Craig de rolünde çok fazla bir varlık gösteremiyor. Bu iki güçlü oyuncu çok daha iyi yönetilmeliydi. Yani eksikliğin oyunculardan değil, yönetmen kaynaklandığını söyleyebilirim. 'Deney' filmi büyük çıkış yakalayan Oliver Hirschbiegel'ın 'İstila' filmi ile Hollywood macerasının pek hayırlara vesile olmadığı ortaya çıkıyor. Yönetmenin ABD'deki film sistemiyle yaşadığı ciddi sorunlar filme hemen yansıyor. Avrupalı bir yönetmen için bu çok normal. Üstelik yönetmen Hirschbiegel bu anlamda ne ilk ne de son örnek. Mümkün olduğunca görsel efekt kullanmadan klostrofobik bir ortam yaratmaya çalışan yönetmen maalesef bu amacına nail olamamış. Yönetmen ve montaj sorunu yaşayan film, bunca emeğe rağmen 'İstila' uyarlamaları içinde en zayıf halka olarak sinema tarihindeki yerini alıyor. Her türlü eksiğine rağmen aksiyon sahnelerindeki tempo nefesinizi kesmeye yetecektir.