Onlardan çok var!
Öğretmenliğin çocuklarımızın saçını okşayan elleri şimdi şiddetin eli olduysa, vah o kutsal mesleğe! Bir öğretmen Alevi diye öğrencisini dövüyorsa, kaç yıldır ekilen nefret tohumları yeşerdi demektir. Bu kutsal meslek, her inançla geçinemez hale geldiyse, böyle öğretmenlerin sınıflara sokulmasından daha büyük bir utanç olamaz! Ve daha büyük bir tehlike!
***
Kimbilir sayamayacağımız daha nice öğretmen var, bastırılmış duyguların sinsi planlarıyla, kutsal bir mesleği "ırkçılığıntemsilciliğine" dönüştürüyor. Kimbilir daha niceleri, aldıkları emirleri başının üstünde taşırken, sırasını bekliyor. Ve ne büyük utançtır ki, böyle öğretmenleri alkışlayanlar da var. Öğretmenlerinden bile korkulan bir ülke olmamızın da sebebi vardır elbet.
***
BaşbakanTayyipErdoğan'ın dövülen çocuğu ve ailesini arama nezaketi, inanca saygının ve öğrencileri sahiplenmenin anlamlı bir örneğidir. Öğretmenlik sancağının o çocuğun yüreğine yeniden dikilmesidir.
***
O özür, bir öğrencinin acısını dindirir ama böyle öğretmenlerin okullardaki izlerini sürmek zorunludur. Bugörev,dağlardateröristaramakkadarkutsalbirgörevdir. Böyle öğretmenler, ülkemizin kanayan ve kararan yüzüdür! Oysa bizim bildiğimiz öğretmenler, gaz lambasının fitili gibi, başkalarına ışık verirken kendilerini yakar.