Sihirli Fener
İki ayrı Fenerbahçe izledik dün gece. İlk yarıdaki Fenerbahçe sihirli bir yıldız tarlasıydı. Ustalarla gençler arasındaki muhteşem ahenk, sezonun en bereketli rakip kale sahnelerini yaşatırken, Üst düzey bir Fenerbahçe vardı sahada. İkinci yarıda bozulan büyünün adını yorgunluk koyalım.
***
Maçın ilk yarısında Denizlispor kalesinin önü ana baba günü gibiydi de, Fenerbahçe yakaladığı pozisyonları su gibi harcadı. Deivid ile Carlos'un 30 metrelik hava köprüsünde, adrese teslim paslar, Fenerbahçe'nin sisteminin en belirgin özelliğiydi. Fenerbahçe hücuma hızlı çıkıyordu ama forvet oyuncularında garip bir bonkörlük vardı. "Takımın bir çilingire ihtiyacı var" dedim, AliBilgin beni duydu, golü attı. Bu pozisyonda akıl dolu yaratıcılığın sahibi Yasin'i de kutlamak gerek.
***
İlk yarıda sahadaki en çılgın adam Uğur Boral'dı... Galibiyetin şifresi onun ayaklarında gizliydi. Hem çalışkan, hem yaratıcıydı. Ama gençliğini yeniden yaşayan RobertoCarlos'un, UğurBoral üzerinde bıraktığı sihri inkar etmeyelim. Hem pozisyon yaratıcılığında, hem yol arkadaşlığında... Ayrıca maçın sonlarında bile ayakta kalan RobertoCarlos'u bütün futbolcuların kitap niyetine okuması gerekir.
***
İkinci yarıda yüksek toplar Fenerbahçe kalesinde hareketli sahneler yaşanmasına neden olurken, yine de Fenerbahçe'nin ani çıkışlarının, çok daha net pozisyonlar olduğunu gördük. Maçın son dakikalarında Denizlispor'un sayılmayan ofsayt gol için gösterdiği tepkiyi anlamak zor değil. Onların Fenerbahçe ile alıp veremediği çok şey var. Ama bir gerçek var ki, dün gece, Fenerbahçe'nin galibiyetinden başka bir sonuç, hiçbir resme sığmazdı zaten.