Rüya ertelendi
CSKA'nın PSV karşısındaki yenilgisiyle boynuna kement atılan Fenerbahçe, dün gece İnter karşısında aldığı yenilgiyle, tur atlamanın mendiline küçük bir günah işledi. Oysa yediği gole kadar, kazanmayı en az İnter kadar hak eden bir takımdı Fenerbahçe.
***
İki takım da birbirinin kopyasıydı ilk yarıda. İkisi de "Bu gece yenilgiden söz etmeyelim" anlayışının temsilcisi gibiydi. Aslında ilk yarıda golü bulabilirdik. Vederson'un kaleye paralel ortalarında, Semih ve Deivid'in sadece rakibin hata yapmasına yönelik duruşlarını izledik. Arka planda kalmakla, pozisyona geçmek arasındaki yakın ilişki maç boyunca sürdü. Defansımızın özellikle sağ kanadından gedikler verdiği pozisyonlarda da, İnter forveti, hep aynı kavşakta yanlışa düşen berbat sürücüler gibiydi.
***
Bir arıya görevini hatırlatmazsınız ya, Mehmet Aurelio da o hesap. Dün yine sahanın en hamarat adamıydı. Ama Selçuk dururken onun sahadan alınması gecenin en büyük yanlışıydı. Farkın sebebi buydu zaten...
***
İkinci yarı rollerin değiştiği bir yarı oldu. Liderliğin elinden tutan ayaklar İnter'e aitti. Maçın 53. dakikasında Alex'in rakip ceza alanı önünde hazırladığı bir pozisyon var. Gol olmalıydı derken, o pozisyon döndü, bizim kalemizde gol oldu. Fenerbahçe defansının sağlam duruşundan bir anlık vazgeçmesi de, bize pahalıya mal oldu. İbrahimoviç'den yediğimiz ikinci gol, akşamı ziyan etmenin belgesiydi aslında. Sonrasında bir yılgınlık ve kendimizden vazgeçme hali...
***
Dün gecenin ikinci yarısında "yıldız tutulması"vardı Fenerbahçe'de. Karanlıkta kalmanın sebebi buydu. Her şeye rağmen, bu maça bakıp, başka bir ihtimalin şüphesine kapılmayın sakın. Son maçta kendi finaline koşacak olan Fenerbahçe, kendine yakışan tabloyu Şükrü Saraçoğlu'nda asacaktır. Dünkü sonuçla, sadece rüyasını erteledi o kadar.