Kuş gürültüsü
Kuşlara tuzak kurardık da, kuşları doyuramayan bizler, kuşlarla doyardık çocukluğumuzda. Ne acı! Büyüdükçe cebimi kuş yemleriyle doldurdum. Her gittiğim yerde yem attım kuşlara. Beni affetmediler sanki. Sonra evimin penceresine ufaladığım ekmek kırıntılarıyla, çocukluğumdaki saf günahları ödeştirmeyi seçtim. Çocukluğumda bir leğen parçasının içine yem olmaya gelen kuşlar, pencere kenarına gelirken bile, camları kapatmamı bekledi. Hâlâ boş emeklerle, onların gönlünü alacağımı sanıyorum.
***
Kuşları hafife almakla yaptığım hatayı, büyüyünce anladım. Kuşları kafese koyanların karşısında durdum hep. İneklerden çok daha akıllı ve ders verici hayvanların mücadelesine, hep hayranlık duydum. İnekler kışın sıcak samanlıkta geviş getirirken, kuşlar karda yaşam mücadelesi veriyordu. İnekler trenlere bakarken, kuşların o küçücük bedenleriyle gösterdiği direnişe başımı eğdim. Kuşlardan kalan en anlamlı dersin öğrencisi oldum yıllar yılı.
***
O yüzdendir ki, emeğin ve alın terinin karşısında eğildim. Hayatım boyunca kişiye değer verdim, mevkiye değil. Ve hayatım boyunca kuşları sevdim, puştları değil.
***
Gök gürültüsü nedir ki! Hayatta hiçbir gerçek, kuşlar kadar gürültü yapmaz insana! Uyanın diye...