Acaba suçlu kimdi?
Bir okuyucumdan gelen e-mail'i sizlerle paylaşmak istedim: Arkadaşımla gittiğimiz bir kafede yan masamızda oturan liseli iki gencin istemeyerek de olsa bizi hayretler içinde bırakan diyaloglarına şahit olmak durumunda kaldık. Gençler 16-17 yaşlarında üzerlerinde okul üniformaları olan pırıl pırıl, temiz yüzlü çocuklardı. Ta ki kızımız tuvalete gidip gelene kadar... O masum yüzlü kızımız, adeta boya küpünün içine düşmüş gibi makyaj yapmış, altındaki eteği süper mini etek olarak kısaltmış olarak masaya döndü. Erkek arkadaşının çantasından çıkardığı sigaralarını da yakmalarıyla asla şahit olmak istemediğimiz koyu bir sohbete koyuldular. Masadaki o ilk gördüğümüz iki genç gitmiş, adeta küçük bir kadınla, genç bir adam gelmişti masaya. Sohbetleri seviyesizce, tamamen belden aşağıydı. Bizler kulak misafiri olurken bile kıpkırmızı kesildik. Onların ise hiç umurlarında değildi. Bir an için arkadaşımla göz göze geldik ve 16-17 yaşlarımıza geri döndük ve jenerasyonlar arasındaki o ürkütücü değişim bir anda ortaya çıktı. Acaba suçlu kimdi? Hayat telaşına kapılmış, eve ekmek getirmek için koşturan fakat çocuklarıyla yeterince ilgilenemeyen aileler mi, yoksa bu gençlere okullarda uygulanması gereken eğitim ve disiplini sağlamayan okul yöneticileri mi, yoksa hepimizin oluşturduğu bu toplum mu? Ne yazık ki gençlerimiz; tamamen dejenere olmuş bir şekilde yetişmekte, uyuşturucu kullanımı okullara kadar inmiş durumda, kendilerini sanal dünyaya kaptırmış bir şekilde yetişmekteler. Sizin aracılığınızla herkesten ricam çocuklarımızla çok daha ilgili olalım. İlk önce onlara sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı öğretelim. Eğitim, öğretimleriyle ilgili olalım. Kötü alışkanlıklardan ve kötü arkadaşlıklardan uzak tutalım. Bir çığ gibi büyüyen çağımızın müthiş icadı bilgi deryası, ama bir o kadar da tehlikesi her geçen gün büyüyen, internet dünyasını doğru şekilde kullanmalarını teşvik edelim ve sınırlandıralım. Çocuklarımız bu ülkenin, bizlerin geleceği... Onların vatana, millete faydalı birey olarak yetişmelerinde en büyük rol bizlerin. A.G.Bursa
Ünlü bir bilgeye (Eflatun'a), insanoğlunun en şaşırtan davranışlarını sordular. Şöyle cevapladı. "İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonra da çocukluğunu özler! Önce para kazanmak için sağlığını harcar, sonra da yitirdiği sağlığını geri kazanmak için parasını! Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, sonra da hiç yaşamamış gibi ölür! Hayata hazırlanmaya o kadar zaman harcar ki, hayatını yaşamaya vakti kalmaz. Yarınını o denli düşünür ki, bugünün elinden kayıp gittiğini fark etmez bile. Oysa hayat geçmişte ya da gelecek de değil, şimdiki zamanda yaşanır."