Kadınlar ve erkekler
Geçenlerde okuduğum bir yazıyı size özetlemeye çalışacağım. Beni çok etkileyen ve birçok kadının ortak olduğu duygular, karmaşalar ve hatalar. Yaklaşık 6 milyar yıldır kadınlar ve erkekler aynı atmosferi solumakla birlikte, bir o kadar yıldır da kavga etmekten geri kalmadılar. 21. yüzyıldayız ve kadınlar erkeklerden, erkekler de kadınlardan henüz tam anlamıyla memnun değil. Hem de tüm teknolojik ilerlemeye ve modernleşmeye rağmen. İnsanlar birbirine kavuşsun diye yollar inşa edildi. Daha hızlı ulaşım için toplu taşıma araçları icat edildi. İnsanların yaşadığı yerler değişti, imkanları genişledi. Ama tüm bu değişimler insanlara faydalı olamadı. Kadınlar bunca teknolojik gelişmeye rağmen 18. yüzyıldaki kibar, saygılı, sevdiği kadına sahip çıkan, herhangi bir kadını masaya otururken sandalyesini çeken duygulu ve tutkulu erkekleri hayal etmeye devam ediyorlar. Çağımızda tanışma yıldönümlerini hatırlamayan, hayatlarındaki kadınları dinlemesini bilmeyen, kendi istedikleri zaman konuşan umarsız erkeklere öyle alışıldı ki, kibar ve duygulu bir erkeğe rastladığımız da şaşırmaktan kendimizi alamıyoruz ve hatta ne gibi eksikliği var diye bile sorabilecek bir hale geldik. Kadınlar eskiden beri erkeklerin değişen ihtiyaçlarını önlemeye çalıştı. Futbol maçlarında onları rahat bırakmamız gerektiğini, konuşmak istemediklerinde ısrar etmemeyi, kısacası her hareketlerine göz yummayı öğrendik. Yetinmek yerine kandırmayı tercih ettiklerinde her türlü savaş mübah kılınıyor. "Kana kan, göze göz" misilleme ilkesini çağımıza uyarlamak zorunda kalıyoruz. Aldatıldıkları kadar aldatıyorlar, acıtıldıkları kadar da acıtıyorlar. O aşık olduğu adama bağlı, sevgi ve sonsuz güven dolu kadınların yerini kuşkusuz, kavgacı kadınlar aldı. Kuşkudan doğan kavgalar sonucu erkek evinden uzaklaşıp, başka kadınlarla zaman geçirmeyi, kadınlar da erkeklere inat başka erkeklerle zaman geçirmeyi akıllarından geçirmeyi, hatta kısasa kısas, onlar gibi davranmayı bile göze aldılar. Bu savaşın daha ne kadar süreceğini bilemem ama "Erkeklerin dürüst davranacağı güne kadar." Onlar dürüst olmadıkları ve yedekçi anlayıştan kaçınmadıkları sürece kadınlar da onlarla savaşmaktan geri kalmayacak. "İnsanlar biliyor ki, aşkta ve işte dışarıda kendisi için daha iyi bir seçenek var! Yeni hayat felsefemiz bu bilgiler üzerine kuruluyor." Sadakatin süresi gittikçe kısalıyor. Seçenekçi düşünme biçimi arttıkça ki, bu kültür artık önüne geçilemez bir düzeyde sadakatin ve adanmanın oranı azalıyor. Teknoloji araçları sayesinde herkes öteki ışıkları daha fazla tanıyor. Müşteriler şirketlere, eşler birbirine, vatandaş devletine, partili partisine sadakatini eskisi gibi sıkı bağlar üzerine kurmuyor. İtiraf edilmeyen kural, "Senden daha iyisini buluncaya kadar seninleyim." MüminSekman