Elimizi vicdanımıza koyup, kendimizle hesaplaşalım
Sabahları hangi gazeteyi alsam ya da televizyonda hangi programı açsam ağlayan, bağıran, kavga eden, acı çeken insanları görmekten gerçekten yoruldum. Bunlar hayatımızda olan gerçekler tabii ki, ama ben gülümseyen, tebessüm eden, espri yapan, mutlu insanlar görmek istiyorum, neredeyse bunları mumla arayacak hale geldik. Programlardaki görüntüler hakikaten iç karartıcı. İzlerken bazen "Allah'ıma çok şükür, ne kadar şanslıyım, ben bunları yaşamadım" diye sevinirken, öbür yanım "Niye bu insanlar bu acıları, üzüntüleri yaşamak zorunda?" diye soruyor ve isyan ediyorum. İkilemler içinde düşünüyorum, düşünüyorum da çözüm... İşin içinden çıkamıyorum. Herkes kendine göre hakkını savunuyor. Birbirlerine yakın, ama uzak görünen, hatta birbirlerine düşmanca davranan insanlar görmek hakikaten beni korkutuyor. Ama başta böyle miydiler? Birbirleri için yaratıldıklarını, "Sensiz ben hiçim. Sana birşey olursa ölürüm. Seninle yaşlanmak istiyorum" gibi sözler sarf eden bizler değil miydik? Ve sonra ne oldu ki, birbirimizle bu hale geldik. Konuşamayan, dinlemeyen, anlamayan, hoşgörüsüz, hep bana diyen bir toplum düşünebiliyor musunuz? Artık elimizi vicdanımıza koyarak, kendimizle hesaplaşarak, nerede yanlış yaptığımızı ve ne istediğimizi bilerek cevapları bulalım. Bulalım ki, bu olumsuz durumlardan kurtulalım ve yeni neslimize sağlıklı bir hayat verelim. Her yeni gün çok daha iyi günler getirsin. Hoşçakal, mutluluk burada kal.