İnsan haritaları
Harita çıkaracaksan ne yapacaksın? Gölleri, çölleri, dağları, tepeleri, karaları, denizleri, tuzu, buzu, karpuzu koyacaksın ölçek dahilinde. Peki ya memleket insanının haritasını çıkaracaksan n'etcen? O zaman da çıkacaksın sokaklara; işçi, memur, köylü, kentli, öğrenci, asker, sivil, başıbozuk, bi mekan, yaşlı, genç, kız, kızan yüzlerine bakacaksın röntgen çeker gibi. Öyle yaptım ve kendimce bir harita çıkardım.
TAZE BÖREK Diyelim ki bir Beyoğlu sabahı. Esnafın, sanatkarın alın teri, eğlenticilerin alkol kokusuna. Sarhoş naraları, vatman uyarılarına. Kevaşe çığlıkları, lubinya feryatlarına. Börekçi tazelikleri, taze delikanlıların sperm ziyanlıklarına karışıyor. İstiklal Caddesi üzerine düşen ılıman Kasım güneşi, önce kübik granit taşlarını, çelik tramvay raylarını ve henüz haylice sakin caddenin, malum sakinlerinden, kedileri, kuşlarını ışıtıyor caddenin.
KAVUN KARPUZ Palabıyık bir çöpçünün pırlanta gülüşüne sebep, elinde nicedir peydahlanmış süpürgesini; işsizlik öldürücü bir ağır silah gibi görmesinden elbet. Peki ya akşam üstleri Çiçek Pasajı ve Balık Pazarı girişini renk renk boyayan elma, armut, kavun karpuz, üzüm, kiraz mangaları nasıl?
HARİTA MI? Başlarında keyif keyif şişinen Manavcı Abi'nin kehribar gülüşüne ne demeli peki? Az ötede pilaçka piiz (beleş içki oluyor), aynalı levan (çok para oluyor) düşleyen darbukacı, gırnatacı, kanuncudan oluşmuş devriye sazları, yine birer harita parçası değil mi?..
POST MODERN Yolda bi de kimi göreyim? Haşmet Zeybek'i. Yılların abisi ve on yılların tiyatro yönetmeni. Dahası yazar, düşünür ve söyler bir adam Haşmet Abi. Şimdi kafayı Post Modern Meddahlığa takmış. Tezler yaratıyor meddahlık üzerine. En büyük hayali, Tünel'e yakın duran Karaca Tiyatrosu altındaki eski Tirbünal'i devralıp, orayı Meddah Kahvesi yapmakmış. Mis gibi de olur valla. Niye olmasın?
KABAPÇI KADIN Taksilere yakın yerde durup kebap yapan bir de genç kadın var. Kocası galiba bir borç meselesinden on-onbeş günlüğüne içeri düşmüş. Bu abla kapmış tezgahın başını. Etraftan koltuk çıkıyorlar erdemine kadının. Bir yiyen bir daha yiyor. Karnı tok olan bile bi dürüm alıp, çaktırmadan başka bir garibana uzatıyor.
|