Hızlı... Hızlı...
Hızlandırılmış tren merakı, insanları hızla ölüme götürdü. Yetkililerin her zamanki yalap-şap tavrı yüzünden, bi'çok ailenin acele gitme sevdası ecele, olarak şekillendi. Önümüze gelen herkese, "her şeyin başı eğitim", "başımıza ne geliyorsa, cahillikten geliyor" gibi cümleler kurarız. Her seçimden önce, partiler meydanlara nutuk atarken, "eğitim konusu en öncelik verdiğimiz konudurrrrrrrrrrrrrr" diyerek eko yapan hoparlörlerden bağırırlar. Hızlı trende n'ooldu peki? Bu işin uzmanı profesyoneller, projenin eksikliğinden bahsetti. Projenin kazaya davetiye olduğunu söylediler, kimse kulak asmadı. Madem okumuş, öğrenmiş, üstelik profesör olmuş insanların söylemlerine safsata gözüyle bakacaksak, neden okumuş adam eksikliğimiz olduğunu düşünüyoruz. Şimdilerde yine aynı proje konuşuluyor. İspanya'da, testleri yapılan hızlı tren, Türkiye topraklarında bu sefer başarıya ulaşacak mı? Keşke onca insan ölmeden de bu testler yapılsa, şu anki ciddiyet o zaman da gösterilseydi. Yetkililer, her şartta haklı olduklarını göstermek için, "Karayolunda da 5 bin kişi ölüyor" şeklinde abuk cümleyi kurmasalardı...