Erdoğan tarihi rolümüzü canlandırıyor
Türkiye, maddi ve manevi cüssesi gereği Ortadoğu'da münzevi devlet olarak yaşayamaz. Kendisi böyle yaşamak istese dahi, emperyal stratejisi olan diğer devletler rahat bırakmaz.Tarihi, coğrafyası, kültürü, hülyaları, maddi gerçekleri Türkiye'yi Ortadoğu'da yalnız bırakmaz, onun nötr-yansız bir devlet olmasına asla müsaade etmez. Türkiye, bölgede ya etkin ya da edilgen devlet olarak yaşamak zorundadır. Türkiye'nin "etkin" mi, yoksa "edilgen" mi olacağını ise Türkiye'yi yönetenlerin dünyayı okuma ve anlama, diplomasiyi etkin kullanma, ellerindeki kozları doğru pazarlama çapı belirleyecektir. (Dostlar düşman, düşmanlar dost olabilir. Ebedi olarak bu işler devam etmez. Amerika İran'a düşman, yarın bakarsınız anlaşırlar. B.E.) "Barış düzeni" tartışılırken, "yeni Ortadoğu" yeniden inşa edilirken pazarlık masasında biz yoksak, daha sonra dikkate alınmayız. Üstelik büyük devlet olduğumuz için pay alamadığımızda "yeni Ortadoğu"da bir tehdit unsuru olarak değerlendiriliriz. Ben, bölgede etkin ve ne dediği kâle alınan bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Bu amaçla, "emperyal devlet" olmaktan-kalmaktan dem vuruyorum. Bir yazıyı saklamıştım. Bazı bölümlerini buraya aldım. Bu yazıyı, Hürriyet gazetesinde 31 Ağustos 2006'da, yazılarını beğenerek okuduğum değerli gazeteci-yazar Cüneyt Ülsever yazmıştı. Ben de Türkiye'nin böyle olmasını istiyordum. İşte bunu Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Amerika'da CSIS olarak bilinen strateji kuruluşunda yaptığı konuşmada buldum. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Ortadoğu'da tarihi rolünü canlandırıyor. Çok önemli olan bu rol, Türkiye'ye tarihte çok şey kazandırır. "Erdoğan- Bush görüşmesinden şu çıktı, bu çıktı"nın ötesinde; bir zamanlar dünyayı idare etmiş bir ülkenin evlatları olarak, bugün "Neden böyle değiliz?" diye düşünen bir insan olarak bu rolü arıyordum.
Başbakanlık açıklaması Başbakan Erdoğan konuşuyor, "Irak" diyor, "Irak'ın Kuzeyi" diyor. "Türkiye olmazsa Ortadoğu'da yeni hayat olmaz" diyor. "Kerkük, Pakistan, İsrail, İran" diyor. Büyük devletin büyük lideri olarak konuşuyor. Amerika'dan Avrupa'ya uçarken, Başbakanlık olaya son noktayı koyuyor: "PKK terör örgütüne karşı mücadele amacıyla TBMM'nin verdiği yetkinin kullanılması yönünde hükümetimiz siyasi, diplomatik, askeri adımlarını atma kararlılığı içindedir." TBMM'nin verdiği 507 oyun desteği budur.
Ne olacak? Bir kısmı Washington'un desteğiyle, bir kısmı onayıyla, bir kısmı ondan habersiz, hatta bir kısmı ona rağmen, askeri adımlar atılacak. İşte olacak bu. Türkiye'nin tarihi rolünü canlandıran Erdoğan'la ilgili analiz yapma hazırlığı içindeyken, bir Amerikalı televizyonlarda açıklama yapıyordu: "Türkiye'nin Musul üstünde hakkı vardır. Rolü vardır." Erdoğan, Amerika'da net konuşuyor: "Kerkük referandumu ertelensin, Kerkük, Barzani bölgesinde asla olamaz. Kerkük özel statülü il olmalıdır." Kadere bakın. Türkiye'nin tarihi rolü...
|