Kardeş resimler
Doğu'nun illerini "mağlupların şehirleri"olarak kabul ederken, hep birlikte mücadele ederdi insanlar. Türk ve Kürt ayrımı olmadan. Ağalara, törelere direnmenin imecesinden, insanca yaşamak özlemi çıkardı. Seçimlerde sömürülmek için kasten yoksul bırakılan insanların onurlu davalarında açılan bayraklar, haksızlığa, namussuzluğa ve tutsaklığaydı. Ahmed Arif'in prangalar eskittiği hasret, hepimizin hasretiydi. Zulamızdaki resimler, birbirimizden saklamadığımız resimlerdi.
***
Güneşi aydınlığımızla boyarken, yüreklerimizin kapılara dayanmasının tek sebebi sevgiydi. Memleket sevgisi. Üç öğün paylaşırdık hüznümüzü. "Yabancı duruşunu" bozardık çocukluğumuzun. Kürt böreğimiz vardı, hepimizde gizli kalmış Kürt inadı! Soframızdaki ekmeği misafirimiz yesin diye, birbirimizi yerdik. Kürdili hicaz şarkılarımız vardı, efkarımıza efkar katardık. Kekik kokulu baharları aynı anda hissederken, kayıpları arayan otobüs yolcularıydık. Allah'ın suyunu bizlere parayla satanlara karşı direnirken, aynı toprağın çocuklarıydık. Nimetlerin yoksulu, zahmetlerin zengini. Acıların Allah'ını çektik birlikte. O yüzden mertliğin enayisi olmayı gurur saydık.
***
Türk ve Kürt diye bir ayrımı bu ülkenin topraklarında hayata geçirenler, şimdi birbirine düşürülmek istenen şehirleri yağmaya hazırlanıyor. Namussuz diktatörler, bizleri birbirimize kırdırmak için senaryolar yazıyor. Bush'un yazdığı "haritasız Türkiye" filminin temelinde yatan, bu ayrımı körüklemek, ülkeyi yangına sürüklemektir. Her şey organize... Ateş benzin emerken, birilerinin ellerini ovuşturduğunu görmeliyiz. "Bu oyunu oynayın!" diyenlerin, oyununu bozmalıyız.
***
Birbirine bakan resimlerimiz var. Kardeş olmuş isimlerimiz. Bizler, politik şeytanların sofralarında meze olacak insanlar değiliz. Olmayacağız!