Paralar nerede?..
IMF Başkanı Rodrigo de Rato, "Türkiye, birkaç yıl öncesine oranla çok daha parlak ve başarılı bir ülke" dedi. IMF; sol görüşlü karikatüristler, biz radyocular, köşe yazarları, eleştirmenler başta olmak üzere, çoğu Türk vatandaşının, en önemle takip ettiği oluşumlardan biridir. Çoğunlukla onun yaptığı sözlü ve yazılılarda, sorular çalışmadığımız yerlerden geldiği için hep sınıfta kalmışızdır. Evet -maalesef- çalışmadığımız için... "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan andımızın tersine, iş ahlakımızda bi'sorun var. Hepimiz, üstümüze düşen görevleri layığı ile yapmakta sorun yaşıyoruz. Sebep araştırıldığında da sanki işe başlarken "cennet bahçeleri" vaat edilmiş de söz tutulmamış edasıyla, "Burada mutlu değilim, o yüzden verimli çalışamıyorum" edası ile karşılaşmak mümkün... Peki, IMF Başkanı ki -Onlar genelde sıfırcı hoca karakterinde olurlar- bile bize övgüler yağdırıyor ve ekonomimizin iyiye gittiğini söylüyorlarsa... BU PARALAR NEREDE? KİMDE? Radyodaki programıma gelen "ekonomik sıkıntı" bazlı mesajların haddihesabı yok! O zaman ortada bi'samimiyetsizlik mi var acaba? Birileri para mı saklıyor, var olduğu halde, "Yok" mu diyor? Bu konuda kafa yormak lazım geldiğini düşünüyorum. Şimdi tabii şunu da unutmamak lazım. Biz ABD filmleri ile büyüdük. Gözümüzün önüne; 8 silindirli araçları, havuzlu, tenis kortlu tripleks evlerinde çok ama mutlu yüzlü çocuklarla dolu hayatlar ithal edildi. Bu görsel mutluluk ithali de bizi altından kalkamayacağımız ya da en azından zorlanacağımız hayallere doğru itti. Bu pembe hayalleri gerçekleştirene kadar mosmor olduk ya da olmaya çeyrek kaldı. Bu sebeple de düşünüyorum ki, IMF'nin de itiraf ettiği bu para bolluğu ile bize zorla empoze edilen rüya hayatlar arasındaki hesap eksik kalıyor. Ne kadar kazanalım, yetmiyor. Akmerkez'e gidip, semt pazarı beklentisine giriyoruz. Hedefleri böyle yanlış tertipleyince de mutsuzluk kaçınılmaz oluyor. Aslında mutsuz olacak bi'durum da yok. Pazardan da çok muhteşem şeyler alınabilinir... Sanırım eksik olan şey, klasik anlatımla yarım bardak suyun boş tarafına daha çok takılıyor olmamız. Sahip olduğumuz şeylere şükretmek konusunda ihmalkar davranmamız. Şimdilerde evlere bakınca en az 3 televizyon, 2 buzdolabı var... Benim çocukluğumda birer tanesini almak için ev halkı toplanıp, günlerce mütalası yapılırdı. Nerden nereye geldiğimizi iyi incelemek ve elde ettiklerimizi de unutmamak lazım. Bunun yanında; daha da iyisini elde etmek adına, hayallerden de vazgeçmemek lazım... Ne çok şey yapmak lazım aslında, hadi durmayalım o zaman....