Devlet siyaseti
Dün Türkiye'ye iki açıklama damgasını vurdu. Önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt konuştu, sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Büyükanıt'ın konuşması doğrudan Meclis'teki DTP'lileri hedef alıyordu: "On binlerce Mehmetçiğimiz dağda terörle mücadele ederken, Başkent'te teröriste 'Kardeşim' diyenler var..." Peki ne istiyor Genelkurmay Başkanı? Hukuk içerisinde çözüm bulunmasını.. Yani... Savcıların harekete geçmesini..
***
Askerler bir süredir aynı konuya vurgu yapıyor. 30 Ağustos Resepsiyonu'nda Kara Kuvvetleri Komutanı rahatsızlığını dile getirmişti. Orgeneral İlker Başbuğ, DTP'lilerin PKK'yı kınamalarını istiyordu. Anlaşılan o ki, DTP'nin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kabul görmesinin temel kriteri bu. Aslında DTP "bağımsız" bir parti olmayı başarsa önemli bir misyon üstlenebilir. Ama PKK ile "bağlantılı" görüntü vermeye devam ettikçe askerin morali bozuluyor. Genelkurmay Başkanı'nın şu sözlerini iyi okumak lazım: "Terör örgütüne 'Terörist' diyemeyen, terör örgütü mensuplarını 'Kardeşlerimiz' diye tanımlayan, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'Bölücü' diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız." Ankara'yı iyi bilenlerin bildiği bir başka gerçek var: Bu açıklamaların sadece sözde kalmasını beklemek saflık olur...
***
Son dönemde "devlet"in Doğu ve Güneydoğu'ya ilişkin yaklaşımını tek cümlede özetlemek mümkün: "Teröristleri ve uzantılarını izole edip, bölge halkına devletin şevkatli elini uzatmak..." İşte bu yüzden bir günde iki önemli açıklama geliyor: Öğleden önce Genelkurmay Başkanı terör destekçilerini hedef alan bir çıkış yapıyor, öğleden sonra Cumhurbaşkanı "bölge halkını kucaklama" mesajı veriyor...
***
Akılcı bir "devlet" siyaseti. Asker kapsamlı bir terör temizliği başlatarak bölgedeki "masum" halkın üzerine örtülen "korku perdesi"ni kaldırıyor, Cumhurbaşkanı Gül ise ilk gezisini Doğu ve Güneydoğu'ya yaparak "Yanınızdayız" diyor. ...Ve Cumhurbaşkanı, dün Meclis'in açılış konuşmasını yaparken bölge halkını unutmadığını vurguluyor: "Bana gösterilen muhabbet ve sevgi benim şahsımda devlete gösterilmiştir. Bu milletimizin devlete bağlılığının, birlik ve beraberliğinin bir göstergesidir. Bölgedeki insanımız barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmak istiyor..." Cumhurbaşkanı Gül "siyasi ve ekonomik reformlardan Doğu ve Güneydoğu'daki halkın da yararlandığına" dikkat çekerek, AB sürecinde ilerlemeye devam edilmesini istiyor. Çünkü Cumhurbaşkanı da biliyor ki, ekonomi güçlendikçe, özgürlükler arttıkça terörü yenmek daha kolay olacaktır...