Ağar'la yola devam Demokrat Parti Kurultayı, 17-18 Kasım'da yapılacak. Mehmet Ağar'ın geri çekilme kararı nedeniyle çok sayıda aday adayı ortaya çıkmış durumda. Ancak 74 il başkanı imza topladı. Şu anda il başkanlarını destekleyen delegeler de imza topluyor. Genel Merkez'e gönderilen dilekçelerdeki talepler aynı: "Mehmet Ağar Genel Başkanlık'tan çekilirse, Mesut Yılmaz'dan sonra ANAP ne yaşadıysa, Demokrat Parti de aynısını yaşar ve yok olup gider. Onun için Sayın Ağar görevde kalmalıdır."
***
Peki Ağar ne yapıyor? Konuşmuyor. Sadece izlemekle yetiniyor. Herkes eteğindeki taşı döksün diye... Daha sonra kararını verecek. İki seçenek var: Ya yeniden aday olacak, ya da güvendiği birine destek verecek. Destekleyeceği isim ne Sinan Aygün olur, ne Nevval Sevindi, ne de adı sıkça geçen başka isimler. Genç ve idealist bir siyasetçi olan Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağrı Erhan'a duyduğu sempati, "işaret" gibi algılanabilir. Ama şu anda en güçlü seçenek Ağar.
***
Yeri gelmişken bir noktayı vurgulamak gerekiyor: Mehmet Ağar, bazı konularda eleştirilebilir. Ama Türkiye'nin en çalışkan parti liderlerindendi. Görev yaptığı 5 yıl içerisinde ülkeyi adım adım dolaştı. İllerini, ilçelerini... Binlerce, on binlerce insanı meydanlara topladı. Ama eski siyasetçilerden Osman Bölükbaşı'nın dediği gibi... "Başak çok, dene yok"tu.
***
Merkez sağın yıpranmamış, potansiyel lider adaylarından biri de Mehmet Ali Bayar. O da disiplinli, dürüst, güvenilir ve gerektiğinde fedakarlık yapmayı bilen bir isim. Daha önce Genel Başkan'ı olduğu DTP'nin DYP'ye katılımını sağlayarak, merkez sağı güçlü tutma projesine destek vermişti. Ağar'la yıldızı bir türlü barışmadı. Yola birlikte devam edemediler. Bayar'a dün sorduk. - Aday olacak mısınız? - İddiaları olan, söyleyecek şeyleri olan bir adamım. Ben Türkiye'nin yarınında varım. Ama bu "İlla ben bir yere baş olacağım" diye kişisel bir ihtiras, arzu, hırs, koltuk kavgası değildir.
***
Bayar'ın iddiası: "Demokrat Parti bu haliyle tutmaz." Peki ne yapmalı tutması için? "Bugüne kadar yaptığı şeyleri yapmamalı" diyor. Birkaç öneri getiriyor: - Demokrat Parti, kendi geleneksel tabanı ve bu taban dışındaki toplumsal kesimlerle buluşmalıdır. Partinin tavanı devletçi, tabanı millet. 2 ayrı parti gibi. Halkla bağları zayıflayan bir parti var. - Parti içi demokrasi süratle sağlanmalı. - Ezberi bozmalı: Türkiye'nin yeni gerçekleriyle buluşan, yıpranmamış, gençlerin hakim olduğu yeni kuşak, süratle bu hareketi devralmalı. - Klişelerle, alışılmış kalıplar, beylik laflarla, artık yüzde 79'u 30 yaşın altındaki bir Türkiye'ye hitap etmek söz konusu değil. - Halkın burada bir heyecan ve umut görmesi sağlanmalı.
***
Peki Demokrat Parti tutmazsa ne olur? İşte Bayar'ın yanıtı: "Şu anda merkez sağda siyaset yapan AKP, sağın merkezi olur." Tabii AKP'ye de bir tavsiye var: "AKP şu andan itibaren gerçek bir partileşme sürecine girmiştir. Kendi iç çalkantıları, bundan sonra artacaktır. İktidar, kaplanı sürmek gibidir. O kaplan, iyi süremezsen bir gün gelir seni yer."