Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa kurtuluşa erecektir
İnsanlığın başlangıcından bu yana eğitimin temel amacı, insanı kurtuluş denilen mutluluğa ulaştırmaktır. Bu dünyada mutlak anlamda mutluluk yoktur, mutlak mutluluğa ulaşılacaktır. Dünyada insanın her çabasının, gayret ve uğraşısının altında bilinçli veya bilinçsiz, mutluluğa yaklaşmak ve onu elde etmek vardır. Bir eğitim kitabı olan Kur'an, hangi davranış ve amellerin insanı mutluluğa ve kurtuluşa götüreceğini açıklamaktadır: "Aralarında hükmetmeleri için Allah ve peygamberine çağırıldıkları zaman, mü'minler sadece 'İşittik ve itaat ettik' derler; felaha kavuşacak olanlar bunlardır işte! Kim Allah'a ve peygamberine itaat eder, Allah'tan korkar ve O'na karşı gelmekten saygı ile sakınırsa, işte kurtuluşa erenler bunlardır" (N24/51-52). İlahi çağrıya ve Peygamber'in davetine "Dinledik ve itaat ettik" diyerek saygısını ve takvasını gösteren Müslüman, kurtuluşa erecektir. Demek ki Kur'an'a göre dinlemek, itaat etmek, saygı duymak ve ruh olgunluğu denilen takva sahip olmak insanı dünya ve felaha, kurtuluşa, yani mutluluğa götürmektedir. Anlamanın yolu dinlemeden geçer. Dinlemeyi öğrenmek, eğitimin temelidir. Bu nedenle eğitim insana dinlemesini ve dinleyip anlamasını öğretmeli ve bunun terbiyesini vermelidir. Saygı duymak, terbiyenin üzerine oturduğu en önemli erdemlerdendir. Hele bu saygı Allah'a duyuluyor ve oradan insanlığa yayılıyorsa daha da önem kazanmaktadır.