Başbakan'ın gücü! BekirCoşkun'u kastederek, "Cumhurbaşkanı'nıkabuletmeyençekerbaşkayeregider" diyen Başbakan Erdoğan' a değişik kesimlerden tepki geldi. Özellikle gazeteciler ve köşe yazarları bu tavrın doğru ve demokratik bir tavır olmadığında birleşti. Birçoğu ifade özgürlüğünden söz etti. Kimisi de Başbakan'ın bu sert üslubunun hayra alamet olmadığını anlattı. Pek yaygın olduğu üzere kimisi de, Talihsizbirsöz, demekle yetindi.
***
İşin aslını anlamak, meseleye BaşbakanErdoğan'ınboyutundan bakmakla mümkün görünüyor. Bir başka ifadeyle içinesürüklendiğisüreçten bakmakla... Nasıl oldu da; Başbakan Erdoğan, bir çiftçiye sarf ettiği "Ananıaldagit" noktasından, bir gazeteciye sarf ettiği "Pasaportunualdagit" noktasına geldi. Bence, mühim olan burayı anlamak.
***
Televizyonlarda bir reklam sözü aylardır dönüp duruyor. Kontrolsüzgüç,güçdeğildir. 800kmsüratle yol alan Boeing747'nin o andaki gücü muazzam bir güçtür de, uçağın kontrolünü sağlayan hidroliksistemdevredışıkaldığı anda, artık o güç öldürücü bir güç haline gelmiş demektir.
***
Fiziğin bu temel yasasını bu kadar güzel anlatan bir sözü, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın içinde bulunduğu sürece uygularsak, neyi görebiliriz? Türkiye'nin anayasal idari sistemi, başbakanlık koltuğuna muzzam güç vermektedir. Buna, son seçimlerle yükselen oy oranını eklerseniz... Buna, işaleminde Başbakan'ın gölgesi olmayı kabul eden tutum ve duruşu eklerseniz. Buna, medyada saf tutmuş, "başbakandançokbaşbakancı" gazeteci tayfasını eklerseniz... Nasıl bir güç yaratıldığını tasavvur etmek zor olmayacaktır.
***
Hal böyleyken... Hem dindarbirinsanolması hem de mahallekültürüalmışolması sebebiyle, en ağır eleştirilere bile toleranslı olmayı çoktan öğrenmiş olması gereken bir başbakan, nasıl oluyor da, bu kadar sinirli, öfkeli ve agresif davranabiliyor? Bu konuyu, Erdoğan'ın, "gücühazmedemeyecekbirkültürden" geldiğini ileri sürerek ötelemek mümkün değildir. Tam tersi o mahallekültürü, o kabadayılıkfigürü açıkça emreder ki, eldeki güç, korumasızlara asla kullanılamaz. Gazeteci de olsa, çiftçi de olsa, muazzam güce sahip bir başbakan, gücünü bir yurttaşa karşı asla kullanmaz. Racon budur! Başbakan da bu raconu bal gibi bilir.
***
Öyleyse sorun nerede? Bence sorun: Türkiye'deki siyasi sürecin, Meclis aritmetiğinden tutun, kurulacak yeni kabineye kadar, Gül' ün Cumhurbaşkanlığı adaylığından tutun, muhtemel anasayal değişikliklere kadar... Ve biraz daha dünyaya açılın; Türkiye'nin küresel güçlerle arasındaki diplomatik, ekonomik ve politik dengelere kadar her şey Erdoğan'ınomuzlarınabinmişdurumdadır.
***
BaşbakanErdoğan, yüzde 47 ile muhteşem bir seçim zaferi kazanmıştır ama orta yerde duran ve hamle bekleyen satranç tahtasının arzettiği problemler hem ulusal hem de küresel niteliktedir. Tartışılan tablo, BaşbakanErdoğan ile BekirCoşkun arasındaki basit bir polemik olmaktan öte anlamlar taşıyor sanki!