İşsizlik ne yana düşer usta?
Yazının başlığı RefikDurbaş'tan ödünçtür. Çankaya'ya kim çıkacak, Meclisbaşkanı kim olacak, bakanlıkları kimler paylaşacak diye Türk basını olarak hop oturup hop kalkmaktayız. Çünkü derdimiz, postlarla, makamlarla, güçle, iktidarlarla! Kim ne yapsın işsizin derdini, içine sürüklendiği kişisel parçalanmayı, olanaksızlığı ve rezilliği. İşte milyonlarca "isimsiz" işsizden birinin mektubu:
***
Sayın yazarım. Her geçen gün işssizlik almış başını gidiyor. Ama nedense sandıktaki oylar ikiye katlanıyor. Anlaşılmayan bir çelişki ile karşı karşıyayız. Ben 2002 fizik ve 2004 tezsiz yüksek lisans mezunuyum. Başlıktan da anlaşılacağı gibi işsizim. Bu devletin eğitim sürecine 17 yılımı verdim. 4 yıldır işssizim. Bu gidişle bu, birkaç yıl daha sürecek. Her zaman medyayı takip eder ve güzel bir istatistikmiş gibi bilmem Türkiye'de işsizlikoranıyükseldi söylemleri zevk verir hale geldi bürokrasiye. Sayın yazarım 2002 lisans mezunuyum ve yaklaşık 8 yıldır benim branşımdan toplam aşağı yukarı 300 eleman aldılar. Şimdi soruyorum, biz işsiz kalacaksak neden okuduk? Çevreme bakıyorum hali hazırda kendisine gelecek kuran herhangi bir üniversite mezunu göremiyorum. Çünkü herkes vazgeçmiş herşeyden. Sıkılmış, bunalmış beklemelerde. Gelecek planlarını çizemez olmuş kafasında. Selam verreceği bir bakkal bile kalmamış. Selam verse, kendisine "Hocaaa ne oldu atanmadın mıııı daha" diye sorulacağını bildiği için. Evleneceği kızla umutları yıkılmış ve şimdi ayrı dünyanın insanları olmuş nice genç tanıdım çevremde. Bu ülkede kısırlaştırmapolitikalarının birer kurbanıyız. Allah düşmanıma göstermesin, 2000 krizinde yüzlerce binlerce kişi mali intiharlar yaşadı. Gidişat şunu gösteriyor ki yakın zamanda işsiz intiharlar başlayacak. Çünkü işsiz adamın kimsesi yoktur, planı da yoktur. Her defasında gözlerini bin umutla açıp kapayacağına ebediyen kapamak rahatlatır belki de o kişiyi. İşte böyle sayın yazarım. Kimse kimsenin halimden anlamaz. Kolay gelsin. Yaişçinedurumda? Peki işçiler ne vaziyette? DİSK'in son raporunda, Türk işçisi haftada52saatçalışmakla, OECD içinde birinci sırada. DİSK raporunda, işveren örgütleri TÜSİAD ve TİSK de eleştiriliyor: İşveren örgütleri, işsizlik sorununun önündeki en büyük engellerin başında sigortaprimleri ve vergiler geldiğini söylüyorlar. Öte yandan TİSK, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan raporda, Küresel Rekabetçilik Endeksi'ni kullanarak, dış rekabet gücünde en önemli sorunun, Türkiye'dekikatıçalışmamevzuatı olduğunu iddia ediyor.
***
İstenilen açıktır: Birincisi, işgücü piyasasının katılığı kaldırılmalıdır ki, bundan kast edilen işten kolaylaştırılması ve ücretlerin kendi isteklerine göre düzenlenmesidir. İkinci olarak, ücret üzerindeki maliyetler (vergi ve primler gibi) azaltılmalı, böylece kayıtdışılığın azaltılacağı ve istihdamın arttırılarak işsizliğin azaltılacağıdır. Ancak işverenler henüz bu iddialarını kanıtlayacak veriler sunamamışlardır. Buna göre: İşverenlerin ve devletin verimlilik konusundaki beceriksizliğinin ve piyasaların yükünü işçiler üstlenmektedir. AKP iktidarı döneminde, 1 saatlik işçi başına üretim yüzde 30 artarken, ücretler sadece yüzde 3.4 artmıştır. Hülasa, işi olanın da vaziyete budur.