Kültür devrimi gerekmiyor mu?
Arıza genlerimizde mi?
Hayır. Irkımızda mı?
Hayır. Geçerli ve yürürlükte olan sistemde, rejimde mi?
Belki bir dereceye kadar.
Hukuk sisteminin yetersizliğinde mi? Hukuk sistemi ile toplumsal bilincin uyuşmazlığında mı? Belki bir noktaya kadar.
***
Öyle sanıyorum ki, asıl arıza bambaşka bir yerde duruyor.
Hem de öyle bir yerde duruyor ki, hiç kimse onu görmek, tartışmak, ele almak, irdelemek ve ortadan kaldırmak için kılını bile kıpırdatmıyor.
Bence arıza şurada:
Türkiye'de, hem toplumsal hem de kişisel planda, yolsuzluk, yalan, rüşvet ve çıkarcılığın bir kangren gibi yaygınlaşmış olması.
Ve artık olağan karşılanmaya başlaması.
***
Yolsuzluk, sadece yasadışı bir işe kalkışmak ve devletten nemalanmak değildir.
Ahlaki ve moral değerleri hiçe sayan her türlü ilişkiye girmek ve bu tür ilişkileri görmezden gelmek, yolsuzluktur.
Fırının önünde ekmek almak için insanlar sırayı girmişken, fırının arka kapısından ekmek almaya kalkışmak da yolsuzluktur.
***
Bir soru soracağım:
Çinliler Çin'de yaşıyor. İngilizler Britanya'da.
Japonlar Japonya'da. O kadar ki, sadece Tokyo'da Türkiye'nin yarısı kadar, 35 milyon insan üst üste yaşıyor.
Türkler de Türkiye'de yaşıyor.
Dünya, böyle kurulmuş, şimdilik böyle gidiyor.
***
Peki niçin, farklı milletler, farklı kültür ve coğrafyalarda bir arada yaşıyorlar?
Çünkü onları birbirine bağlayan, onlarca, yüzlerce bağ var.
Tarihsel, kültürel, düşünsel, duygusal ve tepkisel bağlar var. Ekonomik bağlar da var.
Yer kürede, güven ve mutluluk içinde bir arada yaşama arzusu ve dürtüsü, insanları birbirine bağlıyor.
Türkiye'de de hepimiz, hangi kökten ve tarihsel biçimlenmeden gelirsek gelelim, bu toprakları vatanımız hissettiğimiz, bu topraklar üzerine yaşayan insanları da yurttaşlarımız olarak kabul ettiğimiz için bir arada yaşıyoruz.
***
Yani birbirinizi sevmemiz, kabul etmemiz ve toplumsal bir terbiye içinde yaşamamız, bir ön veridir.
Öyleyse kendimize basit bir soru sormalıyız:
Niçin, her yıl yüz binlerce senet karşılıksız çıkıyor?
Niçin birbirizi çok rahatça ve utanmaksızın, kazıklıyoruz?
Niçin, milyonlarca insan, yoksulluk ve açlık sınırında yaşarken, daha fazlasını kapmak için başka insanları boğazlıyor ve şartları zorluyoruz?
Çünkü:
Ahlaki ve moral çürüme had safhada. Yolsuzluk, ahlaksızlık ve açgözlülük hüner haline getirildi.
Bu yüzden bir kültür devrimine ihtiyaç var.
Başka türlü düzelmemiz imkansız görünüyor.
|
Servisi 
