'Çeker giderim haaa!'
Bu söz bana değil Başbakan'a ait. Medya derhal üzerine atladı. Çok tantanalı bir tiyatro çıktı. Elinde kalem tutan ne kadar aklıevvel varsa sormaya başladı. Hey Baykal ve Bahçeli! Bakın Başbakan delikanlı gibi, İktidar olamazsam çeker giderim, diyor. Siz de desenize! Sanki Başbakan ortaya bir teklif atınca, diğer siyasi liderler bu teklife katılmak zorundaymış gibi. Bu babalanmanın, semsemsepelek ortalıkta dolaşan seçmen tipolojisini tavlamak için ortaya atıldığını anlamamak için ne kadar hebenneka olmak gerekiyor, bilmiyorum. Medyanın büyük ağırlığı, ruhunu ve aklını iktidara bağladığı için tiyatroya pek de güzel katılıyor. Karşılıklı replikler hazır. Ama yemiyoruz, geçmiş olsun.
***
Büyük gazetelerde, 'Büyük rest' şeklinde manşete oturan bu Başbakan çıkışını aslında çok değişik ve ironik açılardan okumak da mümkün. Başbakan Erdoğan, 4.5 yıldır hükümetin başındaydı ama bir türlü tek başına iktidar olamadı, o yüzden seçmenden sahici bir tek başına iktidar istiyor olamaz mı mesela, hani olursa hesabı. Milletin bir kesimi Cumhuriyet mitingleri yaparken, AKP'nin İstanbul'da düzenlediği mitinge Milli İrade Mitingi ismini koyması bunun apaçık bir ifadesi değilse neydi?
***
İkincisi, Başbakan Erdoğan bu resti ile kafasındaki demokrasi şablonunu açıkça ortaya koymuştur. Tek parti, tek adam diktası olursa olur, yoksa olmaz! Ya ben ya hiç! Medyanın 4.5 yılda geçirdiği transformasyona bakarsanız dipteki arzuları zaten görürsünüz.
***
Size bir şey söyleyeyim mi: 22 Temmuz seçimlerinden hiçbir şey çıkmaz. Verdiler elimize bir çelik çomak oynuyoruz. Meslektaşlarımızın, birinci parti, ikinci parti kim olur, 4 parti girer mi, koalisyon falan olur mu, birinci parti çıkamazsa AKP çatlar mı, şeklinde kafa patlatmaktan beyinleri durdu. Oyunuzu kime atarsanız atın, hiçbir şey değişmeyecek. Esasta yani! 2002'de, geri kalanları süpürüp AKP'yi iktidar yaptınız da ne oldu? Boyunuz mu büyüdü, paranız mı büyüdü? Büyüdüyse kimlerin paraları büyüdü?