Sidikli tarih!
BİR millet düşünün! Kendi tarihinin içine " çişini!" yapan. Bir millet düşünün! "Gavur" dan kalan tarihe sırtını dönen. Bir millet düşünün! Hiç boşuna düşünmeyin sevgili okuyucularım. Çünkü bu millet biziz. Yani Türkmilleti ! Yalan yok. Biz, Avrupalılar gibi olamayız. Çünkü "Şark!" toplumuyuz. "Arap" tan farkımız yok. Ama "Avrupalı" dan farkımız çok. Neden mi? O zaman yazayım. Geçen gün Beşiktaş'tan Ortaköy'e doğru bir arkadaşımla yürüyorum. ÇırağanSarayı'nı sağımıza aldık. Tam da ÇırağanOtel'in önüne gelmek üzereydik ki, o tarihigeçidin altından geçtik. Geçmez olsaydık. Tabir yerindeyse "burnumuzundireğikırıldı!" Tarihi geçidin taşları sidik kokuyordu! Sidik kokan yer, " TopkapıSurları" nın duvarları değildi. Orası zaten her daim sidik kokuyor. Sidik kokan yer, ÇırağanSarayı'nın önündeki tarihi geçidin ta kendisiydi. Bana inanmayan yöneticiler gitsin koklasın! İki dakika kalıp da o kokuya dayansın! Şimdi kime kızmak lazım bilemiyorum. Belediye yöneticilerine mi, yoksa duvar dibine çişini yapan halka mı? Ama ben yine de belediyeyöneticilerine sormadan edemeyeceğim: "Bu şehirde tuvaletler neden hep camilerde olur ki? 'Hela!' sı olmayan bir şehir, nasıl olur da Avrupa'nın kültürbaşkenti olur?"