Gazetecilik ve iffetli kız! SENE 1990. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu " Gazetecilik" Bölümü'nü kazandım. Yüksekokulda teorik bilgi zengini olurken, iş hayatında pratik bilgi fakiri oldum. Okulda ilk öğretilen şuydu: "Basınmeslekilkeleri." Yani ilkeligazetecilerin olduğu, ilkelibirmeslek. Sonradan öğrendim ki, gerçek öyle değilmiş. Yıllar sonra mezun olduğum okula gidip hocamın yakasına yapıştım. Dedim ki: "Bizeezberlettiğinizbasınmeslekilkelerineredekaldı?" Hoca yüzüme baktı. Dedi ki: "Başarılıolmakistiyorsanunutgitsin." O meslek ilkelerini unutmadım; ama gördüğüm gerçekleri de içime sindiremedim. Gördüğüm gerçek neydi? Gazetecilik mesleği "iffetlibirkız" gibiydi; "alımlı,güzel,baştançıkarıcıvegözkamaştırıcı!" Bu mesleğin de sahipleri vardı. Adına "Gazeteci" deniyordu. O zamanlar gazeteciler halkın gözdesiydi. İnsanlar birbirlerine uzaktan parmakla gösteriyorlardı. Sonra gel zaman git zaman oldu. Bazı gazeteciler mesleği "tamamenduygusal" olarak yaptıkları için bu gazetecilere "tamamenduygusalparmak!" atıldı. İffet elden gitti. Namus pazara düştü. Gazeteciliğin değeri düştü. Kurunun yanında yaş da yandı. Aşırı kullanılmaktan hurdaya dönenler oldu. Kalemleri gerçekleri yazmaz, yalanı ise haklı gösterir oldular. "İffetibozukbazıgazeteciler" iktidarların kankası, halkın ise düşmanı oldu. Oysaki gazeteci dediğin insan muhaliftir . Peki bu gazeteciler kime karşı muhalifti? a - İktidara. b - ABD'ye. c - Sisteme. d - Halka. Cevap "D" şıkkı. Halka! Allah var, kendiokuruna muhalif olan bazıgazetecileri bir tek bu ülkede gördüm ben. Ne garip değil mi? Ama öyle. Sonra düşündüm; bazı gazeteciler neden okuyucusuna muhaliftir? Çünkü halktan kopuklar da ondan. Tıpkı iktidarlar gibi. İktidarları işadamları kirletiyor, gazetecileri ise iktidar. Kendifakirhalkındankopaniktidar,kendiokuyucusundankopanbazıgazeteciler. Bu yüzden bazı köşe yazarlarının yazdığını bu halk anlamıyor; bazı köşe yazarını okuyan bu halkta, köşe yazarının ne yazdığını anlamıyor. Bir gariplik var; ama tevekkül Allah'a! Okuyucularım bana sık sık soruyor. Diyorlar ki: "TakvimGazetesiolarakgerçeklerinasılyazıyorsunuz?" Bu soru aslında benim değil, mesleğin bir ayıbı. Yıllardır köşebaşını tutup " göbeksalan" o gazetecilerden değiliz. Oysaki eskiden meslek böyle miydi? "İffetlibirkız!" gibiydi. Nezamanki,bazıgazetecilergüçsahibiinsanlarınkucağınaoturdu;iffeteldengitti. Kalemleri gerçekleri yazmadığı gibi, iktidarın da kadroluborazancısı oldular. Hiç durmadan okuyucunun kulağına üflüyorlar: "Düt,düt,düt" Biliyorum, siz de şaşmışsınız bu işe. Ama; "düttürüdünya" dediğin bu adi düzen dört köşe. Şimdi aklıma rahmetli UğurMumcu geldi. Ve sorarım size: "Butemizinsanbugünyaşasaydıkimlerinyüzünetükürürdüacaba?"