Altı temcit pilavı, üstü soslu şiddet
Bu ülkede sevgi ve saygı adına ne kaldıysa yalan. Elimizde kalan tek gerçek, bir şiddet anaforuna çekilen futbolun, ülkemiz elden ayaktan düşürmek için kurulmuş yeni bir tuzak olduğudur. Böylesine duyarsız bir medya ve çirkinlikleri, hep aynı söylemlerle geçiştirenlerle, nefretin ve şiddetin önü kesilmez. Altıtemcitpilavı,üstüsosluşiddet.
***
Galatasaray-Fenerbahçe maçında gördük ki, nefret aşkın üzerindeyse, yenilgi kaçınılmaz. Bunun adı takım aşkı değil, intihar saldırısı. Böyle bir saldırıda yaraladığından daha çok yara alırsın. Oysa kendine ölmenin bile zarif bir yanı vardır. Kimseyi rencide etmezsin. Tribünlerdeki intikam hırsını körükleyen yöneticiliği de biliyor ve izliyoruz. Televizyonlardaki soysuz tartışmaların, insanları nasıl tetiklediğini de... Bu ülkede çocukları maça giden anne ve babalar, "Allahım eve ölmeden dönsün" diyecek boyutlara gelmişse, hepsinden bir ricamız var. "Lütfenhayatımızdançıkarmısınız?"
***
Futbolsuz haftanın alkışları; ikinci bir emre kadar birbirini sevmesi yasaklanmış iki takımın, sevgi dolu fotoğraflara eşlik eden futbolcularına aittir. Onlar temsil ettikleri kudretin sportmen temsilcileriydi. Özellikle ÜmitÖzat'ın maç sonu açıklamaları alkışa değerdi. Ne kışkırttı, ne kıvırdı... Buna karşılık milli kabadayı HasanŞaş ve ayağının altını tribünlerin emrine peşkeş çeken GalatasaraylıAyhan, haftanın ayıplanacak isimleriydi.
***
Ligin altındaki gerçeklere gelince. Ya Gaziantepspor, son maçta kurtulma geleneğine veda eder... Veya VestelManisa-Denizlispor maçı küme düşecek üçüncü takımı belirler. Ama keşke futbol sahalarında bitse bütün mücadele... Geçen yıl Denizlispor'a gol attığı için üzülen Rizesporlu futbolcu hala bu ülkede iş bulabildiğine göre... Ben böyle bir ülkeden her şeyi beklerim. Bu düzen her takıma "ülkenintakımı" gözüyle değil, "Bizden mi, değil mi?" gözüyle bakıyorsa. Ben niye iyimser gözlerle bakayım bu futbol düzenine!