Genelkurmay'daki bakan
Genelkurmay'ın o malum açıklaması gecenin 23.15'inde internete düştüğünde, perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuştu ama, bazıları üzerine alınmak istemedi. Başbakan önce oralı olmamaya çalıştı, sonra hükümet sözcüsü üzerinden açıklama yaptırdı. Cumhurbaşkanı adayı AbdullahGül ise soyadı gibi gülümsemelerini eksik etmemeye çalışıp "Ayaktayım" mesajı vermeye çalıştı. En çarpıcı ses ise Milli Eğitim Bakanı'ndan geldi. Siyasete 1999 seçimlerinde DYP'den, Jetpa'cı FadılBey'in kontenjanından girdiği, partilileri tarafından ortaya dökülen ve sonra AKP'ye geçen HüseyinÇelik internetteki açıklamaya veryansın etti. Ertesi gün, haber kanallarından birinde canlı yayın konuğu olarak bir yandan Genelkurmay'ın iddialarını reddetti, diğer yandan da "BenhesabıGenelkurmay'adeğil,bakanolarakancakBaşbakan'averirim" dedi.
Markasıkıntısı Bakan Bey'in demokrasi adına (!) bu cesur çıkışı ve duruşu, AKP yandaşı medyada da geniş yankı bulup parti tabanına anlamlı ve ince mesajlar verilirken, bir de ne duyalım. Meğer Bakan Beyimiz, bir yolunu bulup Genelkurmay'a kadar gitmiş ve 2 saatlik gizli ziyarette, bakanlığını ilgilendiren her konuda bilgiler vermiş. Yani, "Oöyledeğildi,böyleydi" ve "Şurası,aslındabundandı" hesabı, yanlış anlamaları izaha çalışmış! Böylece hesabı Başbakan'ın dışında kimseye verip vermediği de tartışılınca, Milli Eğitim Bakanı üzerinden "marka" sıkıntısı yaşanabileceği endişesi doğmuş. Siyaset ve toplum mühendisliğinde üzerlerine su dökülemeyecek kadar maharetli olanlar hemen çareyi bulup yeni haberler ürettiler. Çelik'in daha önce de Büyükanıt'la görüştüğünü manşetlere çektirerek eski Genelkurmay Başkanı Özkök ile de sık sık bir araya geldiğini belirttiler. Böylece, bu tip görüşmelerin mutad olduğu havasını verip o büyükçe lafların altından sıyrılmaya çalıştılar. En komiği de "Öncekigörüşmelersırgibisaklanırkenbudefakininbasınayansıtılmasındamahzurgörülmedi" tespitiydi.
Çevirkazıişi İşte AKP'liler böyle siyaset yapıyorlar. İşlerine geldi mi demokrat, gelmedi mi muhafazakar demokrat oluyorlar. BaşbakanErdoğan'ın siyaseti de böyle bir zemine oturduğu için hiç kimse rahatsızlık göstermiyor. Onca insanın ve ekranlar karşısındaki milyonların gözü önünde Anayasa Mahkemesi kararını "Demokrasiyesıkılmışbirkurşun" diyerek eleştiren Başbakan, tepkiler üzerine çark edip Deniz Baykal'ı kastettiğini söylerse ve bazıları da buna inanmış görünürse, çevresindekiler de böyle yapmaz mı? Bu tür manevralara inananlar var nasılsa!