Teselli melekleri
Futbol çocuklarla güzeldir, onu kirleten büyüklerdir. Futbol sevgisinin diyeti nefret olmamalıydı, çünkü bizler öyle görmedik. Kırık misket bakışlı çocuklar, hüznü kendi içinde yaşardı, takımları kaybettiğinde. Arkası yarına taşınmazdı acılar, başladığı yerde biterdi. Çünkü tesellimelekleri çoktu, her takımda. Onlara yönetici derlerdi. Onlar bütün çocuklara babalık ederdi, Misilleme ne demek! Yöneticiler sevinçleri iade ederdi, rakip takım çocuklarına. Bir filmin en ağlamaklı yerinde, "Alaskafrigo,gazoz" diye seslenirlerdi sanki. Şimdi beş dakika delikanlı olamayan adamlara yönetici deniyor. Onların sevgisizlik kokan söylemlerinin bedeli kanla ve nefretle ödeniyor. Onlar kardeşliğin yolunu kesen haydutlardan farksız. Cama yaslanmış Arap kızları gibi, sadece şampiyonluk bekliyorlar. "Hık" demiş, birbirinin burnundan düşmüşler sanki. Çete yemini eden taraftar gruplarını onlar besliyor, bir günlerini bile çocukları yaralamadan geçirmiyorlar. Onlar ekrana çıktığında şeytanların dansı başlıyor. Gazeteler için kurdukları cümlelerde, futbol cinayetleri için gerekli suç aletleri mevcut. Kocaman adamların, garantili şampiyonluk mesajlarının altında, altına kaçırmış cümleler duruyor da, onlar üzerinde tepiniyor. Onlar sporun ruhunu hiçbir zaman hissetmedi ki. Çocukken, elde edemediğimiz gerçeklere duyduğumuz özlem, daha çok çalışmayı emrederdi. O zaman kazanmanın bir anlamı vardı. Herkesin bir yüzü vardı ve sadece onu kullanırdı. Şimdi ikiyüzlü yöneticiler, yüzünün yarısını kolay para kazanmakta kullanıyor. Diğer yarısını çocuklarımızı ateşe atmakta. O yüzden ben onlara kısaca "soysuz" diyorum.