Önü çiçekli uçurum!
İki maçtır, rakip kaleciler korkuluk gibi duruyor da, her vurduğumuz gol oluyorsa, zarın düşeş gelişinin keyfini mi çıkaralım? Gerçeklerimize mi bakalım? FatihTerim'e sırnaşmak ve onu kahraman ilan etmek için kurulmuş piyonlar ülkesinde, gerçekleri yok saymak bize göre olmasın. 10 futbolcunun maç boyu biriktirdiği serveti, son dakikada bacak arasında harcayan bir kaleci bizim servetimiz olabilir, ama bizim sırıtan gerçeklerimiz de, yarın başkalarının serveti olabilir. Yunanistan ve Norveç maçları bizlere puan kazandırırken, aslında uyarı levhalarını da astı. FatihTerim'in köprüyü eldeki tecrübeli futbolcularla geçtiğini düşünüyorum. Yarından sonrası gerçek bir ihtilal gerektiriyor. Ama Galatasaray'da ikinci kez göreve geldiğinde "minyatürbirihtilal" gerçekleştirmişti de, Galatasaray'ın bugünkü halinde, onun payını kimse inkar edemez. Eğer gelecek zaman diliminde de, EmreAşık'tan başka milli takımda oynatacak adam bulamıyorsak, o ülkenin geleceği yok demektir. Birilerini kazanmak uğruna, bir çok değeri kaybettik biz. Rüştü'yü kazanmak uğruna, bütün kalecileri yitirdik. HakanŞükür'ü kazanmak uğruna, nice golcüye kapıları kapadık. Masalların bir sonu olmalı. Bu durum, milli futbolculara da saygıdır. Bugün rakip kalecinin bacak arası kapalı olsa, FatihTerim hangi eleştirilere hak sayılacaksa, aynı muamele aldığımız talihli beraberliğin ardından da yapılmalı. İki maçtır talihi saflarımıza çektik. Ama talih her zaman birilerini yolda bırakacak kadar kaypaktır, güvenilmez. Bu takımın finallere kalmasına "garanti" gözüyle bakalım da, önü bol çiçekli bir vadinin arkasının uçurum olduğunu inkar etmeyelim. Mesele sadece finallere katılmak meselesi değilse...