Bilek güreşi
AKParti iktidarı, kurumlarla çatışıyor görüntüsü vermemeli. Bu hususu herkes biliyor ama, bazen çatışmayı engellemek mümkün değil. Kimi zaman ise yangına körükle gidildiğini görüyoruz. İki örnekle görüşümü izah edeceğim.
* 15 yeni üniversite kuruldu; yeni üniversitelere eski yöntemle rektör atanmak istendi. Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı 3 aday belirleyecek ve Cumhurbaşkanı kurucu rektörü seçecekti. Bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi iptâl etti. Eskiden beri uygulanagelen bu sisteme, Cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi geçit vermedi. Hükûmet, YÖK'ü de içine alan farklı bir düzenleme yaptı. Her yeni üniversite için YÖK Genel Kurulu 1 ay içinde 4'te 3 çoğunlukla 6 aday gösterecek, Milli Eğitim Bakanı 6 adayı 3'e indirecek, Cumhurbaşkanı da bu 3 kişi arasından kurucu rektörü seçecekti. Cumhurbaşkanı kanunu veto etti. Meclis ısrar edince, bu defa da Anayasa Mahkemesi'ne gitti; Yüksek Mahkeme'den iptâl ve yürürlüğü durdurma kararı çıktı. Dolayısıyla ortada yasal bir boşluk var. Çünkü, iptâl gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Bu yüzden de yeni bir düzenleme yapılamıyor. YÖK'e göre ise yasal boşluk yok. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, yeni üniversitelere de rektörün mevcut yöntemle seçileceğini açıkladı. Yani YÖK, rektör adaylarını 6'dan 3'e indirecek, Sezer de aralarından birini kurucu rektör olarak seçecek. Bu suretle Milli Eğitim Bakanlığı -siyaset- devreden çıkıyor. Erdoğan Teziç veya Necdet Sezer, siyasete ve siyasetçiye güvenmeyebilir ama, eskiden beri uygulanan bir usulü terk etmek için şahsduygular haklı bir gerekçe oluşturamaz.
***
* Yargı konusunda ise aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Yargıtay'da 23, Danıştay'da ise 9 üyeliğin boş olduğu belirtiliyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay'dan seçilmiş 3, Danıştay'dan seçilmiş 2 üyenin yanı sıra, Adalet Bakanı ve müsteşarı da içine alan 7 kişilik bir heyet. Üye tam sayısıyla toplanıp karar veriyor. Toplantı gündemini Adalet Bakanı belirliyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, gündeme seçim maddesi koymadığı için, Danıştay ve Yargıtay üyelerinin seçimi yapılamıyor. Geçen hafta, bu kural ihlâl edildi ve HSYK kendiliğinden seçime gitme kararı aldı. Cemil Çiçek, kural ihlâline, müsteşarı toplantıya göndermeyerek cevap verdi. Üye tam sayısına ulaşamayan ve 1 eksiğiyle toplanan HSYK, seçim yapmadan dağıldı. (Adalet Bakanı'nın yerine yedek üyelerden biri toplantıya girebiliyor ama, müsteşar katılmazsa yerini kimse alamadığı için kurul faaliyete geçemiyor.) Yargı bağımsızlığından söz ederken, HSYK'nın 2 üyesinin siyasetle irtibatlı kişiler olması, bir çelişki gibi görünüyor. Ama bugüne kadar, atamalar, yargı mensuplarıyla siyasetçiler arasında uzlaşma sağlanarak yürütülmüş. Konuyu ilk defa gündeme getiren Emin Çölaşan bakın ne diyor: "Geçmişteki uygulamada genellikle bakan-müsteşar ikilisi ile öteki üyeler arasında pazarlık yapılır, seçilecek kişiler önceden belirlenir, oylamada 4 oy alan kişi, üye seçilirdi. Fakat şimdi olay değişti! Kurulun yargıdan gelen 5 üyesi, bu konuda siyaset ekibiyle pazarlık yapılmayacağını, adayların kurulda yapılacak özgür oylamayla seçilmesi gerektiğini Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bildirdiler." (13 Mart 2007-Hürriyet) Bu değişikliğin sebebini öğrenebilir miyiz? Yargı bağımsızlığı adına bu adım atılıyorsa, neden daha önce böyle bir tavır benimsenmedi? Öte yandan, karşılıklı taktikler yargıya güveni sarstığı için, Adalet Bakanı'nın kutuplaşmayı teşvik etmemesi gerekirdi. Nitekim Çiçek, önümüzdeki hafta Danıştay üyelerinin seçilmesini HSYK gündemine aldı. Gelecek yıl, İstinaf Mahkemeleri kurulacağı için Yargıtay'ın boş üyeliklerinin doldurulmasına ise gerek olmadığını söyledi. Çünkü mahkemeler kurulduğunda, Yargıtay'ın 250 olan üyesi, zaten 150'ye inecek. Keşke daha ilk başta Danıştay üyelerinin seçimini öngören bir gündem maddesi benimsense ve Yargıtay seçimleri konusunda da kamuoyu hemen aydınlatılsaydı. Hem üniversitelere rektör atanmasında hem de yüksek yargı organlarına üye seçilmesinde sistematik bir çekişme var. Makulde buluşmak yerine, bir nevi bilek güreşi sürdürülüyor; siyasetin ise iktidarını koruma telaşı içinde zaman zaman hataya da düştüğü oluyor.